kara dutun oykusu

entry1 galeri
    1.
  1. bir o kadar lezzetli olan ve yemesine bayıldığımız kara duta dair bir öyküdür.

    bir zamanlar birbirlerine aşık iki genç varmış. kızın adı tispe, delikanlının adı ise piremus idi. bunlar yanyana evlerde otururlardı. birlikte büyüdüler ve çocukluklarından beri birbirlerine aşk beslediler.
    fakat aileleri görüşmelerini istemezler, birbirlerine uygun olmadıklarını düşünürlerdi. oysa onlar birbirlerini ölesiye seviyorlardı. iki evin arasında gizli bir çatlak vardı aileler bunu bilmezler, onlarda geceleri burda buluşur o aradan birbirlerine seslenirler, aşklarını dile getirirlerdi. bir gece ormandaki ağacın altında buluşmaya karar verirler. tispe ağaca piremus'dan önce varmıştı. gittiğinde avını yeni yemiş ağzından kanlar akan kocaman bir aslanla karşı karşıya geldi. korkarak bir mağaraya doğru koşmaya başladı, farkında olmadan yolda boynunda bulunan eşarbını düşürmüştü. o sırada piremus geldi ve gördükleri karşısında adeta donup kalmıştı. kocaman aslan ağzında kanlarla birlike biricik sevgilisi tispe'nin eşarbını parçalıyordu. o an aklına ilk ve tek şey aslanın tispe'yi öldürerek yediği olmuştu. tispe olmadan yaşayamazdı. aklından geçen sadece aşkı uğruna canına kıymaktı. belinden hançerini çıkardı ve göğsüne sapladı. kanlar içinde cansız bedeni yere düştü. tispe ise korkusunu bir kenara atıp bir an önce aşkını görmek için mağaradan çıkmaya karar vermişti. ağacın altına geldiğinde o korkunç sahneyle yüzleşti. piremus'un cansız bedeni yerdeydi ve elinde tispe'nin düşürdüğü eşarbı tutuyordu. ilk önce genç kız olanlar karşısında ağlamaktan hiçbir şey anlayamamıştı. ama eşarbını uzaklaşan aslanı görünce anladı. bir an ve mağarada düşündüğü o korkunç şey aklına gelmişti ve onun öldüğüne düşünen piremus aşkı uğruna canına kıymıştı. tispe bir an bile düşünmeden hançeri aldı ve göğsüne götürdü. onların aşkı ölesiye bir aşktı ölüm bile onları ayıramazdı. eğer piremus aşkı uğruna ölümü göze aldıysa o da hiç çekinmeden canına kıyabilirdi ve hançeri sapladı. bürden vücudu piremus'un bedeni üzerine yığıldı. o anda tanrılar bu yüce aşkı ölümsüzleştirmek istediler ve bu çiftin üzerinde duran ağaca bunların aşkına adadılar. piremus'un kanını bu ağacın meyvelerine, tispe'nin gözyaşlarını ise ağacın yaprakalrına verdiler. o günden beri kara dut ağacının meyvesinin çıkmayan lekesini(piremus'un kan lekesini), dut ağacının yaprakları(tispe'nin gözyaşları) temizler.
    bilir misiniz, dut ağacının meyvesinin lekesi çıkmaz ama elinize ağacın yaprağını alır ovuşturursanız lekenin gittiğini göreceksiniz.
    0 ...