çok yerinde bir eylemdir. öncelikle nickim her ne kadar rus sempatizanı olduğumu ortaya koysa da ben orucunu tutan, yer yer namazını da kılan, dini vecibelerini elinden geldiğince yerine getirmeye çalışan bir müslümanım. ve bunlarla ilişkili olarak en çok karşı olduğum şeyler arasında da misyonerlik, din tüccarlığı, dini (neye inanırsa inansın) insanların gözüne sokarak yaşamak, başkalarını kendine benzetmeye çalışmak, herkesin dini kendisi gibi yaşamasını istemek gibi iğrenç eylemler var.
nihat hatipoğlu kişisi ile ilgili görüşlerimi de bu fikirlerim çerçevesinde belirteceğim. ilgili davanın açıldığı programa ait videoyu da izledim daha önce. davacı şahısların hareketi gayet doğal ve doğrudur. o programda nihat hatipoğlu ateizmi ve ateist bir topluluk olduğunu açık açık reddediyor. reddetmekle kalmayıp hitap ettiği kitleyi, ki sordukları sorulardan bir tahlil yapacak olursak çok da zeki bir kitle olduğu söylenemez, ateist kişilere karşı nefret duyacakları şekilde kışkırtıyor. yani bu hareketin bir sonucu olarak ben ateistim diyen bir kişiye karşı bu söylemleri dikkate alan bir kişinin davranışları soğuk olacak ve hatta müslümanlıkla alakası olmadığı halde dini koruduklarını iddia eden bazı gruplar bu ateist kişilere şiddet dahi uygulayacaktır. ateizmle alakası olmadığı halde, sırf başbakanı protesto ediyor diye elinde palayla sokağa fırlayan adamın motivasyonu da takdir edersiniz ki çok farklı değildi. o da aynı tip söylemlerin gazıyla bu tip bir eylemde bulunmuştu.
bu tip söylemler toplumun bütünlüğünü bozmaktan, insanları birbirine düşman etmekten daha başka bir şey değildir. tıpkı rte'nin de yaptığı gibi.
hatta bakın şimdi farklı kişilerin aynı fikirle hareket ettiklerini ortaya koyacak bir sentez yapayım; "sen alevisin, sen zazasın, sen profesörsün, sen ilkokul mezunusun, sen ermenisin, sen gürcüsün, sen kürtsün, sen çapulcusun, sen teröristsin, sen ateistsin siz şeytanın hizmetkarlarısınız. yaşama hakkı olan tek kişiler sünnilerdir."
umarım bir algı yaratabilmişimdir. ve umarım davayı açan bu kişiler bu nefret söyleminin karşılığı olarak maddi ya da manevi bir kazanç sağlarlar. toplumlar farklılıklarıyla, çeşitlilikleriyle, renkli bir şekilde güzeldir. herkesin birbirinin aynısı olduğu, herkesin aynı şeyi düşündüğü, aynı şekilde yaşadığı toplumlar zihnen tekdüzeleşmeye, düşünmemeye, sorgulamamaya, tartışmamaya ve dolayısıyla da karanlıkta yaşamaya mahkumdur.
insanları insan oldukları için kabul edenlerin artması ümidiyle.