Ara ara kitapçılarda bakarken ilgilendiğim fakat ilk birkaç sayfasının yansıttığı Osmanlıca kelimelerin çokluğu gözümü korkuturken aynı zamanda bu kitap bana fazlasıyla gizemli görünüyordu. Eni sonunda elde ettim ve okudum. ilk sayfalarda beni korkutmuş olan Osmanlıca kelimelerin çokluğu sayfa sayısı ilerledikçe azalmaya başladı. Aynı zamanda anlatılan masalsı hikaye iyice kendine çekti.
Anar' ın bu fantastik sayılabilecek kitabında; felsefeye, fiziğe ve kimyaya yer verilmiş. Mesela kitapta; Réne Descartes ve onun ünlü "Düşünüyorum öyleyse varım" sözü; Rendekar adlı kişinin "Düşünen biriyim, varım" sözü şeklinde sunulmuş okuyucuya. Bu söz kitap içerisinde sık sık geçmekte ve Uzun ihsan Efendi adlı karakter, bunu yanlış bulup doğrusunun "düş görüyorum, öyleyse varım" olduğunun iddia etmekte. O bunu kanıtlamak adına birçok şey yapmıştır, kendi oğlunun yaşayacaklarını kitap halinde yazmak gibi. Böylece her şeyin kendi düşüncelerinden ibaret olduğunu da gözler önüne sermek istemiştir. Kitabın kendisi de bundan oluşmaktadır. Aynı zamanda Aristoteles' in düşünceleri de fizik bilimi kısmında Aristatilis adıyla bize sunulmuştur.
ihsan Oktay Anar, felsefi, fiziki düşüncelerini sentezleyip masalsı bir öykü içerisine katarak kitap haline getirmiştir. Yazar kitapta çok sayıda karaktere yer vermiş, hepsinin öyküsünü inceleyip sonunda hepsini öldürmüştür. Geriye bir tek idealist yazarımız Uzun ihsan Efendi ve kitabını yazdığı oğlu Bünyamin kalmıştır.
--spoiler--