birçok kez başıma gelendir. reddetmeyi bilmek lazım.
ve dedde buraya cuk oturuyor. Ben çok yalnızdım. Dağların arasındaki bir ova gibi yalnızdım. En derinde yok olmaya yüz tutmuş, adı bilinmeyen, bilinemeyecek olan bir gezegen gibi yalnızdım. Yalnızlık güzeldi, hoştu, yakışıklıydı. Yakışıklıydı bir Nazi subayı gibi, yakışıklıydı bir kadın kadar. Yalnızlık benimle sık sık konuşurdu, eski bir dost gibi, nasihat veren öğretmen gibi, kızan bir anne gibi. Tanrı yalnızdı, Dünya yalnızdı, ben yalnızdım. Ama dünya değildim, tanrı da değildim sadece bendim. Aslında ben de değildim. Ben, çoktan başkaları olmuştu. Bir parça geçmişim, bir parça da geleceğim deyip geçmişime karışmıştı ben. Ve ben her yerdeydim. Her bedende, her ruhta, her kalpte.
Ben güçlüydüm. Gücüme güç katacak başka herhangi bir iletken aramadım. Güçsüz değildim. Sadece bir parça yaralı, birkaç organı eksilmek üzere olan...
Ben sana yalan da söyleyebilirdim, palyaço bu keza ne yapsa yeridir. Ben seni insanlık dışı sevmeye çalıştım, insanları sevmem sahtedir. Ben seni palyaço gibi sevmeye çalıştım, palyaçoları severim. insanları korkutur ve eğlendirir.