zaman olarak karışık yazacağım sevgili sözlük yazarı kardeşlerim.
- 1 yıldır ders çalışıyorum. herkesin burun kıvırdığı felsefe bölümünden bu sene mezun oldum. bir baltaya sap olabilmek için dünyanın kitabını okudum; ales ve yds çalışması yaptım ve açıkçası bir boka da yaramadı. özelin yolunu tutuyorum.
- mecburen girdiğim ortamlar oldu fazlaca. 15-16 yaşlarındaki hallerinden çıkamamış insanların içindeyim. hala ergenliklerini yaşıyorlar. haliyle suçlu her zaman benim.
- yine 1 yıla yakın bir ilişki yaşadım. ilişkimiz boyunca sadece instagram'a fotoğrafını attı. tam 232 tane. 233.yü eklediğinde bıraktım.
- bende kendime meşgale arıyordum. çok canım sıkılıyordu anlıyor musunuz? internete kiralık daire ilanı verdim. bizim alt kat boş. öğrenciye kiraya verilir diye de not düştüm. eşyalı filan. inanır mısınız telefonum hiç susmadı ve yalnızlığım biraz olsun hafifledi. bense hep muhabbet ediyordum. hatta içlerinden 2 tanesiyle arkadaş bile oldum. hala gülüyoruz. tabi ki kiralık miralık değil onu ben uydurdum.
- geçenlerde memleketimin en güzel mekanlarından birine çağrıldım. arkadaşımdan murat 131'ini istedim. ne yazık ki mekandan çıkarken araç çalışmadı ve o kıyafetlerin içinde motor kapağını açıp akü filan doldurduk. arabadaki arkadaşlarımın tek derdi ise içeride olan motor kaskıydı. neymiş efendim saçları takılıyormuş filan. derde bak.
- dışarıdan yatılı olarak çağrıldığım zaman gitmeyişlerimin sebebi hep cool oluşumdan filan sanıyorlar. alakası bile yok. başka evde tuvalete çıkmak zor oluyor ve mutlaka duş almam gerekiyor. o nedenle ev sahibi olmaya özen gösteririm. seçenek çoğaltma konusunda iyi olduğum için de evim kahve veya bir barı andırıyor olabilir.
- 2.sınıfta finallere hazırlanıyoruz. sanat felsefesi notu edindim ve üstüne kaybolursa bulunsun diye adımı yazdım. meğer ikinci ve örgün öğretimlerle birlikte herkes o notu kullanıyormuş. herkes bir şekilde ünlü olurken ben bu benim olmayan notlarla ünlü oldum. istisnasız atıyorum "emrah'ın notu var mı sende?" diye geziyorlarmış. geçen biriyle karşılaştım. "abi olur mu öyle şey senin notlar harika" filan dedi. bende bıyık altından gülüyorum: "benim değil mal"
- şimdi okul muhabbetine girdiysek liseden de bir anı lazım. ders biyoloji. hoca kafadan çatlak. epey de yaşlı. canımız sıkılıyor filan. ne yaparız ne ederiz derken iskeleti çıkardık üstüne okulun hırkalarından altına da beden dersinde giydiğim eşofmanı giydirdik. tabi sıraya yatırdık sonra "hocam arkadaşımızın durumu çok kötü hocam bir lavaboya götürsek etsek" diyerekten dersi kaytarmıştık.
kadın inandı ya la!
- uyandığım her gün geçmişimden kareler aklıma geliyor epey. arkadaş oldum hepsiyle. 8 yıldır aynı şehirdeyim. artık o kadar zevk alamıyor olacağım ki caminin altındaki çay ocağında takılıyoruz artık. amcalar mükemmel. asıl malzeme oralarda arkadaşlar. içlerinden bir tanesi feto'nun bedduasını kağıda yazıp cama yapıştırmış dükkanının. tabi "iphone beş x para, samsung bilmem ne şu kadar para" kağıtlarının yanında. göndermeyi de israil'e yapmış. dükkanın önünden dakikada 50 kişi geçse yeter. neyse