gırtlak nağmelerin, arnavut kaldırımlarında yürüyen bir dilberin topuk tıkırtısı gibi yüreğimin üzerinde dele dele yükseliyor. dumanlı ve kahkahalı bir akşamdayız. etrafımızda onlarca abus çehreli hayran gözlerle bakan orta yaşlı, genç,çirkin,yakışıklı ama sahtekar şahsiyetli adam var. sen mikrofonu eline almış, şakağını şakağıma dayamışsın, yapış yapışız ve koltuk altlarından gelen o koku ne kadar güzel. haykıra haykıra bir şarkı söylüyoruz. no no no credere..hayır hayır inanma ona rüzgara bırakma aşkımı.aslında sana en hayran olan ben değilim ne de gösterdiğin alaka hususunda eşsizim..sadece küçük ve ıslak bir oyun oynuyoruz..ama şu anı yaşamalı.ne olur hep böyle söyle, benim sevgili,biricik kaltağım..