bir temmuz günüydü, kuzenin anlattığı meşhur nidayla sonunda tanışabilmiştim, mutluydum. kuzenin hep anlatırdı "nida şöyle yaptı, nida böyle" diye aslında ben geçen sene tanışmak istemiştim seninle ama izin vermememişti. neyse biraz tesadüfi biraz da mecburiyetten olsa da tanıştık. kuzeninin anlattığı gibi biri olmadığını, kuzeninin seni bana yanlış tanıttığını anlamıştım. neyse iki gün sonra yine biraz mecburiyetten yanyana geldik. daha fazla konuştuk, birbirimizi daha fazla tanıdık. sonra araya "bana ne" olayı girdi ki bu da senin msn adresini almam için iyi bir fırsattı. hiç kimseye kolay kolay güvenmeyen, güvenemeyen ben, anlayamadığım bir şekilde sana güvenmiştim. önceleri uzak durmaya çalışıyordum, çünkü yakın bir arkadaşımın kuzeniydin. ama sonra kırdığım kabuğumu, düşürdüm gardımı sana karşı. teoman ın dediği gibi "kırıklarını aldırdım kalbimin, zırhımı çıkarttım astım portmantoya". sana karşı tamamen savunmazdım ve hiç kimseye açmadığım kadar içimi açtım sana. çünkü güvenmiştim sana, inanmıştım bana olan duygularına ve söylediklerine. sevgili olmuştuk ya da ben öyle hissediyor yani kendi kendime gelin üvey oluyordum ama hala inanamıyordum böyle birşeyin olabileceğine. çok kısa zaman zarfında olmuştu herşey. duygularımı sana açıklamamın üzerinden 35 gün geçti ve sen şimdi "ben sana karşı birşeyler hissetmedim." diyorsun. bu ilişkinin başlaması yönünde ilk adımları atan sendin, bana zorla duygularımı açıklatan sendin, "canım, cicim, arım, balım, peteğim" gibi sözcükleri de kullanan sendin. şimdi karşıma "ben sana karşı birşeyler hissetmedim" diyerek çıkıyosun. bayramın birinci günü akşamı arayıp msn e çağırdığında içimde kötü bir vardı. msn e geldim, senden uzak durmamın, sana karşı soğuk olmamın nedenini sordun. seninle konuştukça açıldım, duygularına olan güvenim geri geldi. konuşmadan ayrılırken sorun yok yazdın başka birşeyler olduğu için çıkmadın. sonra söylediğin ilk şey "ben ayrılmak istiyorum" oldu. sebep? "seni daha fazla üzmek istemiyorum." sen beni üzmedin ki, bana değer verdiğini bildiğim sürece. sonradan beni terk etme nedeninin halihazırda ilişkisi olan bir çocuğa olan duyguların olduğunu söyledin. o çocukla birşeyler yaşamak konusunda senin de bir umudun yoktu ama "bir umut" diyordun. ve bana en çok bu koyuyordu:birşeyler yaşanma konusunda umudu olmayan şu an bir ilişkisi olan bir çocuk yüzünden terk edilmek. kendimce seni haklı çıkaracak nedenler bulmaya çalışıyorum, bulamıyorum, bulamadıkça da kafayı yiyorum. ve bekliyorum ben de seni "bir umutla" belki dönersin diye. insan zor olanı severmiş ya senin için zor olan o benim için zor olan sensin. inşallah zoru başarırsın ve mutlu olursun. zaten hiç düşünmedin ya düşünme beni. birkaç gün daha böyle hisseder sonra unuturum. belki msn de ya da yolda denk gelirsek soğuk bir "merhaba" derim. belki nasıl olduğunu da sorarım. ama o kadar daha fazla konuşmam, konuşamam çünkü.