"Irkçılar; sürekli okuyan,dünü ve bugünü kavramak için çaba gösteren bilgi birikimi yüksek kişilerdir. Bunlar hayatın gerçeklerini kavramaya başlamıştır. Okumayan,öğrenmeyen kişiler ırkçı bile olamaz."
Demiş popi bir aydın abimiz(isim vermeyeyim de "ığğğ ırkçılık ne yağğğ"diyenlerin gözünden düşmesin). Irkçılık çağ dışı değildir arkadaşlar. Yakın çağ'da filizlenmiştir. Gelişimi hâlâ sürmekte. 19. Yüzyılda da çeşitli bilim dallarının gelişmesine de yardımcı olmuştur.
Tabi kitlesel imhâ olaylarının tümünü ırkçılığın üzerine yıkıp kolaya kaçarsanız bunları göremezsiniz. Bir de Hitler var ki ırkçılık deyince akla o bıyık gelir * o kadar sembolleşmiş puşt. Ama Hitler'i anlamak için 18. ve 19. Yüzyılı iyi incelemek gerek.
He fiziki ırkçılığı türkiye ile tanıştıranlar da cumhuriyet kadrosudur. Düşünün o kadroda öyle ırkçılar vardı ki bu tipler nihal atsız'ı yeterince ırkçı olmamakla suçlamıştır. Bir yandan haklıdırlar. Keza atsız bir kafatasçı değildi. Ne diyeyim kardeşim bu ülkeye ırkçı da lâzım.
Yok "savaş çıksa ilk ırkçılar kaçar ulaaaaaa" diye ilkokul bebesi gibi "taşa güvenme allana güven"vâri söylemlerle de komikleşmeyin. Ukrayna'da rus ayrılıkçıları da böyle düşünüyorlardı gördüler ebelerinin amını.
70'lerde de kızıl bayrağı götünüze klavye başında soktular demiiiii? Oldu canım. En yiğidi sizsiniz.
