bebeğim
güvercinim, kanaryam
eli ojeli gözü sürmeli ceylanım
kirpikleri balkon burnu hokka dilrubam
fütursuz saçları rüzgarlarda savrulan ve eliyle onları aha böööyle böööyle geriye atan tanrıçam...
bugün yine uzaklardasın
ve ben bir başıma sokaklardayım...
yanlış anlama hovardalık değil niyetim
sokaklardayım iş gereği,
iki sokak aşşaada
kanalizasyon patlamış onu yapıyoz arkadaşlarla,
oh bebeğim,
sensiz bu sokaklar ne kadar da boş,
bak patlamış kanalizasyonlar bile sen yoksun diye...
ahhhh nevcivanım,
aaaaahhhh ah nurtanem
ah çarşıdan aldım bir tanem eve geldim bin tanem....
niye hep böyle olmalı bu yani şimdi?
mutluluğun kanadını kuyruğunu tuttum derken ellerim hep boş mu kalmalı?
oysa bence insan hülyalara dalmalı,
aşka sevgiye kanmalı.
ama olmuyor olamıyor illa bi bokluk çıkıyor böğürtlen gözlüm.
sen de bi gittin mi yoksun en az bir hafta sarımsak dişlim.
nasıl kıyarsın bana bunca vakit civciv seslim,
hay mına koyyim lağıma da girdik iyi mi.
sittimin teresleri sıçıyolar sıçıyolar sıçtıkları yere bi de laylon neyin atıyolar
oha ya oha
koyacam geçmişlerine...
oooof bebeğim
seni ben neydeyim
hidayet olum kapa lan şu patlağı
bebeğim se..
la olum ne biiliyim şimdi sittirtme yap bişey işte bak şef geliyo.
oooh bebeğ...
kafanın ortasını sitiyim göt bi işi halledemedin aaah
ahhh bebe.. ah vurma lan puşt!
hidayet kaydım ebene
al la al al
dalaanı kanırttımın patatesi
çotanak çutana
patara kütere
a-ah a-aaa-ah bebeğim
kafam yarıldı pekmez aktı
ben hastaneye gidiyom
kalbim egede kaldı... (bkz: orçun kunek)