doğal seçilim, genetik sürüklenme vs diyince mal mal yüzüne bakan adamlar "evrim çok saçma yeaa" diye atıp tutuyor. hala "maymundan gelme" olarak nitelendiren sığırcıklar var.
evrim bir olgudur. bilim insanları canlıların evrimleşip evrimleşmediğini tartışmıyor bile artık. evrim teorisi ise bu evrimin nasıl gerçekleştiğini açıklamaya çalışan bir teoridir. bilim insanları artık bunun da niteliğini tartışmıyor. bazı sığırcıklar da"madem öyle neden teori" diye atlayacaktır. açıklayayım annem, çünkü evrim teorisi hiç bir zaman kanun olamayacaktır. duymak istediğin buydu değil mi? evet kanun hiç bir zaman olamayacak. çünkü kanun olursa daima tekrarlanabilir ve farklı koşullarda bile olsa her tekrarda birebir aynı sonucu verebilir olması lazım. ayrıca kanun zannedilen şeylerin de yanlış olduğu zamanla ortaya çıkabilir, mesela newton'ın yer çekimi teorisi. teori dedim bak. yer çekimi bir olgudur. olup olmadığını tartışacak var mı? varsa kendini balkondan atarak deneyebilir. ancak bu yer çekimi olgusunun nasıl işlediğine dair kesin bir açıklama yok. kimisi graviton'lar diyor kimisi bilmem ne diyor. newton çözdü zannedildi, einstein çıktı olmamış bu dedi bilim dünyası dumur oldu. belki önümüzdeki yüzyıllarda bir biri daha çıkıp yine olmamış diyecek, kim bilir?
evrim de bu durumda. tekrar edilebilme şansı yok ayrıca tekrar edildiği takdirde değişen şartlar çok farklı sonuçlar çıkmasına sebep olacaktır. bu yüzden hiç bir zaman evrim teorisi evrim kanunu olamayacak. ancak şunu da söylemek gerekiyor ki zannedildiği ve saçmalandığı gibi "defalarca çürütülme, tek başına çürütme, tek soruda çürütme" gibi fantezileri bir kenara bırak, bilimsel açıdan değerli tek bir yanlışlaması olmadığı gibi ibadullah * doğrulaması vardır.
indirgenemez karmaşıklık, olasılıksızlık gibi saçma sapan argümanlarla bana gelmeyin arkadaşım. dünyadaki canlı çeşitliliğine, canlılar arası benzerliklere (ki sadece fiziksel değildir bunlar) vs aklıma gelmeyen bir çok şeye evrim teorisinden daha mantıklı, hatta mümkünse salladığınız gibi "teori safhasında kalmayan" bir teziniz varsa buyrun duyurun bilim dünyasına, onu kabul edelim. ama yok. anca atıp tutsanız evrime. ee velev ki evrim yok, yerine bu konuları açıklamak için ne koyacaksın? "allah öyle yaratmış" mı? akıllı tasarım diyenin ağzına kürekle vurun. akıllı tasarım'ı bilimsel zannediyor.
anca salak salak sorular sorup evrimciler kanıtlasın deseniz. ulan bizden kanıt bekliyorsun da, bir ara da zahmet olmazsa sen kendi zırvalarına kanıt göstersen de az da biz dinleyici konumunda olsak? koyduğun kanıtları da beğenmiyor pezevenkler. sanki kendileri bilimsel açıdan "saf su 100 c derecede kaynar" raddesinde kesin bir şey savunuyorlar bana...
he evrim teorisini savunanlar olarak da hata yapıyoruz. mesela evrim teorisine inanmak yanlış bir durum. bu teoriyi savunacak kadar bilimsel düşünceyi benimsemiş biriysen eğer, inanç kelimesini orada kullanman saçma. evrim teorisine inanılmaz, evrim teorisinin doğruluğu kabul edilir. o da şimdilik. daha iyi, daha mantıklı bir teori kurulmadığı sürece.
türlerin kökeni'nden beri durmadan doğrulanan bir teoriyi tek cümle kurup "saçma lan bu" diyerek bir kenara atmak en basit tabiriyle aptallıktır. düşün bir, bu teori kurulduğunda genetik bilinmiyordu, genetik gibi başlı başına bir bilim dalı oluştu ve evrime ters hiç bir durumu yok. "hala mı inanmayacaksınız" ulan!?
evrimi kabul etmeyen sığırcıklara bir iki soru sormak istiyorum.
-yok olmakta olsa bile halen bazı insanlarda görülen üçüncü göz kapağı
-insanlardaki appandeks
-yirmilik dişi
-insanlarda kuyruk sokumu olması ve kuyruklu maymunlarla ufak nüanslar dışında aynı yapıda olması
-balinaların ayak kemikleri olması ve vücutta hiç bir işlevinin olmaması. hatta üzerlerine tutunan bir kas bile yoktur, karın boşluklarında öylece dururlar.
-yılanlarda bulunan, küçücük kalan ayaklar. evet var böyle bir şey mal mal bakma.
-insan embriyosunun ilk evrelerinde solungaç yarıklarının bulunması.
bunları bana açıklayın abi. hep bi biz açıklayacaz amk! tabi sizin işiniz kolay, hepsine birden "allah öyle yaratmış" diyip geçiyorsunuz. yok öyle, madem benden bilimsel kanıt bekliyorsun, yukardakilerin hepsini bana bilimsel kanıtlarla açıklayacaksın. açıklayamıyor musun? o halde cehaletini bilip çeneni kapatıp kıçının üstüne oturacaksın uslu uslu.
biraz da kanıt gösterelim, sığırcıklar alınmasın sonra.
theodore garland ve mus musculus domesticus (ev faresi) deneyi. bu deneyde amcamız fareleri çemberde koşturarak yoruyor, en dayanıklıları seçip birbiriyle çiftleştiriyor ve iki yıl boyunca bu işleme devam ettikten sonra, iki yıl gibi kısa bir sürede yeni gelen nesillerin akciğer, kas ve kemik yapısı ve davranışları bakımından önceki nesillere göre doğuştan üstün şekilde dünyaya geldiği gözleniyor. ki bu iki yıl evrim için göz açık kapamak gibi bir süre bile değil, o kadar kısacık bir zaman. çok daha uzun yıllar sürse o farelerdeki değişim inanılmaz boyutlarda olurdu.
john edler ve poecilia reticulata (lepistes balığı) deneyi. bu deney biraz değişik. aşama aşama anlatıyorum. deneyin bir tarafı doğal seçilim, diğer tarafı cinsel seçilimle alakalı.
1-deneyin doğal seçilim boyutu:
iki grup rastgele seçilmiş popülasyonumuz var benekleri irili ufaklı, karışık. ve iki adet de ortam hazırlanmış. birinci ortamda zemin iri çakıllarla kaplı, diğerinde ince çakıllar var. ortamda bir de avcımız var. balıkları rasgele bu ortamlara bırakıyoruz. 15 nesil sonunda iri çakıllı ortamdaki balıkların tamamı iri benekli hale geliyor. ince çakıllar olan ortamda ise tamamı ince benekli. çünkü doğal seçilim ortama uyumlu olmayanları eleyerek ortama uyumlu genlerin devam etmesini sağlıyor.
2-deneyin cinsel seçilim boyutu:
yine iri çakıllı ve inca çakıllı iki ortamımız var. balıklarımız da iki grup ve her iki grupta da küçük benekli ve iri benekli iki tipimiz var. ve bu sefer avcımız yok yani ortamda avcı baskısı söz konusu değil. koyduk balıkları ortamlara. 15 nesil geçti.
iri çakıllı ortamdaki balıkların tamamı küçük benekli, ince çakıllı ortamdaki balıkların tamamı iri benekli. ana! neden? çünkü iri çakıllı ortamda küçük benekli balıklar daha çok dikkat çekti dolayısıyla dişilerin ilgisini de daha çok çekti ve onların geni devam etti. ince çakıllı ortamda da tam tersi şekilde iri benekliler dikkat çekerek daha çok çiftleşti ve genleri devam etti.
dimitri belyaev ve vulpes vulpes (kızıl tilki) deneyi. bir grup tilkiden en uysallarını seçip çiftleştirerek resmen evcil tilki elde etmiş amcamız.
theodore garland ve dimitri belyaev'in deneyleri yapay seçilim'e örnektir. yapay seçilim'in en bariz örnekleri evcil köpekler, inekler, atlar gösterilebilir. yani evcilleştirme dediğimiz şey aslında yapay seçilimdir. ancak sadece evcilleştirme değil theodore garland'ın yaptığı gibi de yapay seçilim oluşabilir. doğal seçilimde ise bu sefer hayvanların elenmesini bir güç değil doğa kendisi belirler. güçlü olan, uyumlu olan, cinsel açıdan avantajlı olan, sağlıklı olan hayatta kalır, diğerleri ölür.
evrimin bir kanıtını aslında reddeden sığırcıkların hepsi tecrübe etmiştir. hastalanıyorsun, doktor antibiyotik yazıyor değil mi? ne diyor sana, "mutlaka düzenli olarak kutu bitene kadar kullanacaksın, yoksa iyileşmezsin" diyor. peki neden hiç düşündün mü? çünkü eğer antibiyotiği tüm bakteriler ölmeden kesersen o antibiyotiğe dirençli şekilde bakteriler evrimleşiyor, dolayısıyla etki etmiyor. ve daha güçlü antibiyotik almak durumunda kalıyorsun. aynı durumu düzenli olarak yapılması gereken aşılarda da görebiliriz. her sene yeni bir grip çıkıyor, neden? çünkü virüsler ilaçlarımıza direnç kazanıyorlar.
velhasılıkelam, celal hocanın da dediği gibi, "ibadullah kanıt var", çürütme dersen, ciddiye alınacak, bilimsel temeli olan hiç bir şey yok.
her nesil ara form niteliğindedir çünkü bir a canlısı tek nesilde ya da öyle iki üç nesilde b canlısına evrilmez. belki binlerce nesil gerekir. "400 milyon yıllık fosil gördüm aynı modern hali" diyen aptallar var. sen öyle zannet annem. 400 milyon yıllık fosil görüp de günümüzdekinin aynısı olduğunu düşünmek en hafif tabirle aptallıktır. e tabi yukardaki gibi "crocoduck" düzeyinde bir ara form bekliyorsanız mutlaka size o 400 milyon yıllık fosille günümüz aynı gelir.
he illa böyle karışık bir canlı örneği mi istiyorsun? ben sana yaşayan ara form göstereyim o zaman, ornitorenk. aç oku neymiş ne değilmiş. eğer memeli vs bir sınıfa koyabilirsen de helal olsun çığır açmışsındır. ya da yaşamıyor elbet ama dinozorlar, öyle filmde gördüğünle kalma da bir araştır nasıl canlılar bunlar. kurduğumuz hiç bir sınıfa uymuyor kendileri.
e bu muhteşem düzen vs diyecekler var tabi ki, olmazsa olmaz onlar. açıp bir iki kitap kurcalasınlar da zannettiği gibi muhteşem bir düzenin falan olmadığını görsünler. evet düzen var ancak şu sebeple var: kaotik bir ortama daima düzenli mekanizmalarla etki edersen kaostan düzen çıkar. işte bu sebeple o kaotik bulutsulardan yıldızlar çıkıyor, bunu da birisi söylemiş sanki içerde birden doğuyor da sonra bulut dağılıyor gibi, inşaat alanı brandası mı la bu...
neyse işte. evrimi kabul etmeyeni allah çarpar bak benden demesi.
aceleye geldi biraz öyle gelişi güzel yazıverdim. eksiklerim hatalarım aklıma gelmeyen noktalar olabilir, affola. evrim karşıtları da hemen saldırmasın lan bi besmele çekin.