izlerken harbi harbi paranoyak olduğunuz film. "ha bu sefer çözdüm" derken, akla "ya o da oyunun bir parçasıysa?" sorusunun gelmesiyle başa dönüyorsunuz.
--spoiler--
Ayrıca düşününce "e bunu nereden bildiler amınaköyim, ya öyle olmasaydı?" gibi sorular cevaplanıyor. en çok akla gelenler bunlardır heralde;
- Ya göğsünden değil de kafasından vursaydı? O zaman ne olacaktı Conrad'a?
Şimdi Nick'in silahı nereden aldığını hatırlayalım. Silahı aldığı adam daha sonra bütün aktörlerin bulunduğu kafeterya tadındaki mekanda da bulunuyordu. Bu durumda "Silah gerçek!" tadındaki panik de oyunun parçası. yani büyük ihtimalle çelik yelek bile giymiyor conrad.
edit: rapi d uyardı, o silah değilmiş. evdeki silah farklıymış yani. onu da değiştirmişler ama.
- Ya boğulup ölseydi?
E kız açıklıyor zaten, "dalgıçlarımız var" diyor.
--spoiler--
bir de filmin sonuyla tatmin olmayanlar daha ne olsun istiyorlar bilmiyorum. bu hikayeye getirilebilecek en iyi son. filmin misyonuna uyuyor. filmin misyonu ne dersek, en başta da belirttiğim gibi sizi paranoyak etmek.
--spoiler--
oyun "bittikten" sonra, Christine(ya da Claire) bizimkine "Havaalanına kahve içmeye gidelim mi?" falan yapar, Nicholas "lan yoksa?!"yı o an patlatır kendi kafasında ki bu sırada seyirci de aynı şeyi yapmaktadır. ekran kararır. film biter gibi olur.
--spoiler--