Allah, çok tövbe edenleri sever, iyice temizlenenleri de sever. (Bakara, 222)
kulun dünyaya geliş gayesinin malikini tanımak, onu tanıdığını bilmek, onu yoktan var eden rabbisine karşı sonsuz saygı ile itaatkar bir kul olduğunu şu kısa ömürde göstermekle mükelleftir. dünya hayatında yapılan hataların nasuh tevbe ile silinip tertemiz olacağını bilen mümin için tevbe kavramı çok hayati bir önem taşır. eğer allah işlenen günahlardan dolayı kullarına merhametiyle değilde adaletiyle mukabelede bulunsaydı, şu an yeryüzünde tek bir canlı dahi kalmazdı. enfal suresi ayet 33 de "Hâlbuki sen onların içinde iken Allah onlara azab edecek değildi. Onlar istiğfar ederken de Allah onlara azab edici değildi. buyurularak tevbe etmeye devam edenlerin azabtan uzak olacağı müjdesini de çıkartabiliriz. tevbe etmeye devam edenlerin en zor koşullarda bile rabbisinin yardımıyla bir çıkış kapısına sevkedileceğinin de bilinmesi gereklidir. Allah rasulü (s.a.s) şöyle buyuruyor ; Allahın kulunun tevbesinden duyduğu sevinç, birinizin çölde kaybetmiş olduğu devesini bulmasından dolayı duyduğu sevinçten daha fazladır. (Müslim, Tirmizî) anlaşılacağı üzere dünya ve ahiret saadetinin yolu tevbe etmekten geçer.