Allah, güzellik sergileyenleri sever. (Bakara, 195)
buradan hareketle birşeyler yazmak icab ederse, müminin temel vasıflarından birisini oluşturan güzel ahlak kavramı yukarıdaki ayetten de anlaşılacağı üzere bir görev, karşı tarafa karşı bir sorumluluk, melekleşmiş insanların yerine getirmesi gereken ve Allahın rızasını kazanmak için mücadele eden her neferin olmazsa olmaz düsturlarından birisidir. tabi bunun birde şeytani/nefsi yönü vardır ki, mümin kul buna karşı son derece dikkatli, tedbirli olmak zorundadır. o da şudur; yapılan güzelliklerin tamamen allaha olan saygıdan dolayı yapılması gerektiği, başkalarının o kişiyi övmesi maksadıyla yapılmaması gayretinde olunması lazımdır. yoksa insanların gözüne girmek için yapılan güzelliklerin sevap getirmeyeceği bilinmelidir. sevaba girmek isteyenlerin karşı taraftan hiçbir beklentisi, onun hoşnutluğunu kazanma gibi bir derdinin olmaması lazımdır. Allahtan korkan insanların güzel ahlak sahibi olmasının kaçınılmaz bir gerçek olduğunun bilinmesi gerekir. hayatlarını güzellikler üzerine kurmaya çalışanların hem bu dünyasının hem de sonsuz ahiret yurdunun büyük sevinçlerle yaşanılacağını ümid edebiliriz.