Yalnızlık,ego,yalakalık gibi temalara sahip bir film Yeraltı.Filmin esinlenildiği kitabı okumadım o yüzden kitapla ilgili yorum yapma şansım yok ama filme gelirsek açıkçası ağır bir film olmasına rağmen sonları hariç ben izlerken bir an bile sıkılmadım hatta filmi izlerken Muharrem'in etrafındaki karakterler yüzünden sinir oldum küfür etmemek için kendimi zor tuttum çünkü bu tür karakterler az çok benim çevremde de vardı bir zamanlar ve ben de zaman zaman Muharrem'in durumuna düşüyordum özellikle yemek sahnesi bana daha önce hissetim hisleri hatırlamama sebep oldu.Film orta halli memur Muharrem'in yalaka,egolu,karaktersiz insalarla ve kendisiyle olan savaşını anlatıyor diyebilirim.Filmi izlerken Muharrem'i kendimi yakın hissetiğim için Muharrem'in neler hissetiğini de açıkçası daha kolay kavrayabildim bu yüzden filmden de daha farklı bir tat aldım.Ele aldığı konular gerçekten derin ve sinir bozucu fakat filmin zaman zaman kısır döngüye girdiğini zaman zaman da gereğinden fazla uzatılan sahnelerin olduğunu da söylemeliyim en azından on dakika kadar daha kısa olabilirmiş film.Yemek sahnesi hem gerçekçi hem de gerçekte olduğu gibi sinir bozucu,Türkan'ın ise hemen Muharrem'e olan tavırlarının değiştiği sahne ise beni çileden çıkarttı diyebilirim,insanların hemen nasıl tavırlarının ve davranışlarının değişebildiğini gösteren çok iyi bir sahne.Oyunculuklar oldukça iyi zaten Engin Günaydın komedi de olduğu gibi dramı da ne kadar iyi yapabildiğini göstermiş bu filmde.içerik olarak beğensem de filmin kurgusunu pek beğenmedim.Ankara'nın kasvetli havası da filme yakışmış.Filmin sonu beni tatmin etmedi.Son olarak ben filmi beğendim,hayatın içindeki çirkinlikleri yansıtan başarılı bir psikolojik dram filmi; içeriği derin ve hayata dair çıkarımlar yapan filmleri seviyorsanız tavsiye ederim.