ne yazık ki insanı kahreden, "siken sevilirmiş" sözünü bir kere daha doğrulayan olaydır. ama sayın başbakanımız recep tayyip erdoğan öylesine büyük bir kalbe sahip ki, tüm bu yapılanları görmezden gelip, kendini adeta türk milletine adadı ve hizmetlerine devam etti.
12 yıl gibi bir sürede ülkeyi adeta bataklıktan çıkardı, geçmiş hükümetlerden kalan tüm borçları ödedi, imf'ye borç sıfırlandı. şimdi biz borç veriyoruz imf'ye. insanların hayat standartları yükseldi. başbakanımızdan önce ali amca çocuğuna kitap alacak parası olmadığı için onu okutamıyordu, ama ulu önderimiz tüm bunların bilincindeydi ve adeta eğitimde çığır açtı. ilk önce tüm ilkokullara ücretsiz kitap dağıttı, daha sonra da liselere. bu sayede milyonlarca çocuk eğitim hayatına devam etti. velev ki bu uygulama olmasaydı, evine ekmek alacak parası olmayan ali amca nasıl okutacaktı bu çocuğunu? elinizi vicdanınıza koyun söyleyin. başbakanımızdan önceki dönemlerde kim akıl etti bu uygulamayı? hoş, borç yapmaktan bunları düşünecek zaman kalmamış ki. tüm bunlar yetmezmiş gibi çocuklarımızın sırtında hamal gibi kitap taşımasına da bir son verdi ve teknolojiye ayak uydurarak akıllı tabletleri getirdi. burda oturup da başbakanımızın icraatlarını sayacak değilim, hoş buna ne zaman yeter, ne de laptopun şarjı.ama illa da öğrenmek istiyorsanız... http://www.akparti.org.tr/site/icraatlar
evet bunlar başbakanımızın tek başına yapacağı bir şey değildi. şimdi burda size tevekkül diye bir tabir kullansam "o ne demek bea" benzeri bir tepki verirsiniz. tevekkül, istenilen bir dilek için, elinden gelen herşeyi yaptıktan sonra gerisini allaha bırakmak demektir. başbakanımız da aynen bunu yaptı. türk milleti için, türk gençliği için çalıştı, çabaladı, yüce allah da onun bu çalışmalarını karşılıksız bırakmadı, ona yardımcı oldu.girdiği her işten alnının akıyla çıkmasını sağladı ve sağlayacaktır da.
velhasıl kelam gelelim asıl meseleye.başbakanımızın allahu teala ile olan bu iletişimi tabii ki bazılarının hiç de hoşuna gitmiyordu. bu kapsamda ardı arkası kesilmeyen çirkefliklere başladılar. bu zihniyet gençlerin aklını çeldi, sokaklara döktü.
25-30 yıl önce memleketin ne halde olduğundan bihaber türk gençleri de hemen galeyana gelip "höhöhö, başbakan şöyle, başbakan böyle, yok hırsız, yok bilmem ne" diye başkaldırdılar. ulan ne var bi dedelerine, ninelerine bi sor, 30 yıl önce ne haldeydi bu hükümet de. dosdoğru anlat bana de, neyin ne olduğunu bilmek, öğrenmek istiyorum de. ama nerdee.
herneyse dağılmadan toparlayım. diyeceğim o ki her ne kadar gençlerin aklına girseniz de şükürler olsun ki bu ülkenin büyük bir kısmı neyin ne olduğunu biliyor, ve bilecek de. velev ki hırsız arıyorsanız ssk'yı batıran öteki *liderlere bakın.
başbakanımızdan size ekmek çıkmaz. onun arkasında yüce allah var, onun arkasında müslüman alemi var, onun arkasında türkiye var türkiye !!!