insanların seçimlerde ya da son seçimde hangi partiye oy verdiğini söylemekten çekinmesi durumudur. şimdiden diyorum burada apolitik biri olarak hiçbir ideoloji parti savunulmayacak sadece her zamanki gibi eleştiri var.
nedeni ise çok nettir. belli aşırı uç kesimlerin takındığı tavırlar. bir tanım girmek gerekirse, geçmişten bu yana insanlar sürekli ideolojilerine bakılarak ezildi. ve ne hikmetse ezilen ya da 'daha çok' hor görülen kesim genelde çoğunluğu elinde bulunduran partinin seçmenleri oldu.
1950 lerin sonları mesela. menderes'in %50 yi devirdiği seçimden sonra aşırı ulusal ve solcu kesim resmen sağcıları aşağılayıp köylü diyip yerden yere vurmuştu. ki atatürk'ün yolundan sapıldığı an da budur, o yüzden de seçimde köylünün yanında yer alan menderes almış başını gitmiştir.
1960 ların ortalarından itibaren solcuların ve ideolojik ayrımların keskin çizgilerle ayrılması ile bu sefer özellikle de iktidar olmasa da necmettin erbakan ın partisinin yandaşları çok hor görülmektedir. 72 73 döneminde sağ sol olayları o kadar artmıştır ki dönem içinde aslında sağcılar da solcular da neredeyse eşit şekilde hakarete ve sözlü-maddi saldırıya uğramıştır.
1980 lerin başında darbe sonrası ortaya çıkan yapay demokrasi ortamında iktidara gelen turgut özal 1993 e kadar kaldı biliyorsunuz. 10 yıl başbakan ve cumhurbaşkanı olarak görev alan turgut özal ın sağcı olduğu bilinmekte. dönem içinde anap ın istikrarsız seçimleri olsa da baskın bir seçmen grubuna sahiptir her ne kadar 91 seçimlerinde dibi görseler de hatrı sayılır taraftarları vardır. ve bu dönemde turgut özal'a oy verenler, ülkenin refahını değil de ilahlaştırdıkları iddia edilen turgut özal'ın refahını düşünecek kadar sığ olmakla eleştirilmiş hatta bazı kesimler -solcu partiler özellikle- atatürkçülüğün son bulduğunu şeriatın geleceğini, bu nedenle turgut özal a oy verenlerin alanen vatan hainliğine gittiğini iddia etmişlerdir bunların başında 1992 de kurulmadan önce shp içinde yer alan chp liler vardır.
28 şubat olayında ise bu iddialar iyice artmış dönemin yolsuzlukla adı gündemden düşmeyen mesut yılmaz ve tansu çiller'inin seçmenleri bile birbirlerini değil refah partisinin tabanını hedef almıştır. tabi sonradan by pass edilince refah partisi, çiller'in ülkeyi dolandırdığı falan filan iddialarıyla eleştiriyi en çok yiyen seçmen ona oy verenler olmuştur. bu dönemler genelde hep aynı geçer aslında. dönemin aşırı taraf gazetelerinin başlıkları bile delildir buna.
2002 seçimlerinden önce zaten 3 lü koalisyon sebebiyle bir kaos ortamı hakim her kafadan bir ses cıkarken herkes birbirini bağırarak susturmaya ve aşağılamaya çalışıyor öyle çok bi baskınlık yok. fakat 2002 sonrası açık şekilde (özellikle 2006 sonrası) resmen akp seçmeni eleştirilmekle yetinilmemiş aşırı şekilde aşağılanmıştır. bunu, erdoğan'a oy veren 22 milyon insanın tamamen kesin şekilde 'koyun' olarak nitelendirilmesinden anlayabiliriz. yani bir insan sırf akp ye oy verdiği için başka hiçbir fikrine bakılmadan koyun olarak aşağılanabiliyor. ya da cahil. ya da göt kılı makarnacı vs vs. yani her 2 kişiden birisinin cahil keko bilgisiz ve koyun kadar aptal olduğu iddia edilen bir ülkede yaşıyoruz. ki koyun lafını bizzati kılıçdaroğlu da kullanmıştır oktay bey de.
ve her 2 kişiden birinin oy verdiği bir parti şuan iktidarda. ama sokakta ya da bir ortamda hangi partilisiniz denildiğinde ortamdakilerin büyük kısmı chp li olduğunu bir kısmı ülkücü olduğunu çok azı akp li olduğunu diğerleri de 'ne siyaseti yaa parti tutmuyom ben' der. sebebi ise çok açık. akp li olduğunu söylerse ortamdakilerin birden ona şeriatçı, atatürk düşmanı, cahil, geri kafalı, koyun gözüyle bakması uzaklaşması ön yargılı olması ya da uzaklaşmasından çekinmektedir. keza bu bdp hdp liler için de geçerli. adamlar direk hain olarak damgalanmaktan korkuyor bazen.
bu nedenledir ki böyle insanlar genelde toplu hareket eder. mesela bazı cafe ler vardır genelde bdp lilerin takıldığı (içlerinde pkk lılar da çoktur o ayrı) ya da sadece akp lilerin takıldığı gençlik kollarının yönettiği cafe ler vs.
sebebi ise, ideolojik siyasi fikirlerini istedikleri ve açık şekilde birileriyle paylaşırken çekinmemek. adam akp ye ya da bdp ye oy verdiğini rahat rahat açık açık söyleyip erdoğan mustafa kemal kılıçdaroğlu ya da öcalan hakkında rahat rahat konuşmak istiyor. ama ideolojisi mahalle baskısı stiliyle resmen bastırılmış durumda. ve bu insanlar geçmişten beri hep çoğunluk olan kesim oluyor ne hikmetse (akp için diyorum bunu). her 10 kişiden 2 si akp ye oy verdiğini söylerken 3 ü bunu saklıyor. kimse kusura bakmasın arkadaşlar bu geri kalmışlığın görüntüsüdür. insanları direk damgalayıp aşağılamanın sonucu bir davranış bu. o nedenle ki gençlerin büyük kısmı chp li ya da mhp li olduğunu iddia eder ya da sevdiği halde bazen erdoğan'a ortamda küfür eder. çünkü öyle yapması gerek. o nedenledir ki akp yi ve erdoğan'ı yüz yüze tartışmalarda savunanlar genelde kahvehanelerdeki amcalardır. çünkü onlar biraz daha geleneksel fikirlerle hareket eder eleştirir ama asla kesin hüküm vermez. sanırım bunu yapan kesimin büyük kısmının genç olması ve ülkemizin yüksek genç nüfusu bunun sebebi. gençlikten kastım da insanların fikirlerine saygısız kültürel değil tecrübe olarak cahil olan insanlardır.
kısacası demek istediğim, ben apolitik biri olarak bile olsa şuan her arkadaş ortamında farklı bir cumhurbaşkanını övüyorsam, tamamen kesin fikirlerimi her yerde rahat söyleyemiyorsam bir oturup düşünmek lazım. ulan bu ülkede sırf sağcı olduğu için öldürülen sırf solcu olduğu için işkence yapılan binlerce insan var nasıl rahat olayım ben. haksız mıyım ?