türk medeniyeti

entry9 galeri
    7.
  1. geri bir medeniyet değildir aynı zamanda. yukarıdaki entrimden farklı bir konuyu barındıran bu entriyi, edit olarak girmiyorum, ayrı bir entri olarak giriyorum affınıza sığınarak.

    modernitenin yanı sıra bize dayatılan bazı batılı değerler var.insanların giyim kuşamından tutun da yaşam tarzına ve inancına kadar pek çok şeye etki ediyor bunlar. ve insanlarda "çağdaşlık" "modernlik" algısı oluşturuyor.

    halbuki insan hayvan derisinden yapılmış bir pantolon değil de kot pantolon giydiği zaman modern olmuyor. keçi sütü değil de, light pastörize süt içerek modern olunmuyor ama neticede modern yaşamın bize bu tarz bazı dayatmaları var. ve bu dayatmalara alışan bir vatandaş da doğal olarak, "aman canım, dağda bayırda gezerek hayat mı sürülür, çok ilkel" diyebiliyor. tamam, o yaşam tarzının çok da kolay olmadığı ortada. ama ideal bir toplumda bu insanlara çok ihtiyaç var. nişantaşındaki hayvansever, eline aldığı 25 santimlik finosuyla istiklal caddesinde eylem yaparken; bu insanlar ayılarla, domuzlarla, kurtlarla iç içe yaşamasını öğreniyorlar. onlara saygı duymasını, onlara zarar vermeden birlikte temiz bir çevrede yaşamayı öğreniyorlar. ve hepsinden önemlisi, bu insanlar insanoğluna bahşedilmiş en büyük nimetin doğa olduğunu biliyorlar. sen istanbulda, izmitte, ankarada, bursada iki kuruş daha fazla kazanmak için havayı, suyu, toprağı kirleten şirketlere üç kuruş maaş karşılığı köpeklik yaparken, bu insanlar doğanın onlara sunduklarıyla yetinmesini öğreniyorlar. şimdi hangisi daha ilkel bir yaşam biçimi, orasını size bırakıyorum.

    bu bahsettiğim şey sadece göçebe türk medeniyetiyle ilgili falan da değil. kızılderililere de aynı sebepten ötürü saygı duyarım. kazak, moğol göçebelerine,altay türklerine de saygı duyarım. afrikalı yerel kabilelere de. o ilkel dediğimiz adamlar asırlarca afrikanın dağlarında, küçük gruplar halinde yaşadılar. modern(!) avrupalılar o toprakları işgal edince bunları da köle yapıp dere kenarlarına inmeye zorladılar. modern yaşam onu gerektiriyordu çünkü. bu insanların dere kenarlarına, düz ovalara, okyanus kenarlarına yerleşmeleri gerekiyordu ki o dönemde medeniyetin en temel ihtiyaçları olan demiryoluna, limanlara vs ulaşımları sağlanabilsin. modern dünyanın gerektirdiği gibi alış veriş yapabilsinler, avrupalılara da bu sayede para kazandırabilsinler! ama o ilkel insanların bilip de avrupalıların bilmediği bir şey vardı: sıtma. bugün afrikanın en büyük sorunu olan bu hastalık ve onun gibi daha niceleri, avrupalılar buraya ayak basana kadar o kadar cana mal olmuyordu.

    o yüzden diyorum ya. bizler, bilimle yetişip büyüyen bir nesiliz. her şeyi bilimle çözebileceğimizi düşünüyoruz. haklı olup olmadığımızı zaman gösterecek. ancak ilkel dediğimiz bu insanlar binlerce yıldır doğanın dilini öğrenen, onun dilini konuşan insanlar. bu insanları ilkel görüp onları da bizden birisi yapmaya uğraşmak yerine, bu adamlardan bir şeyler öğrenmeyi denemeliyiz. çünkü bazı konularda onlardan hala bile çok şey öğrenebiliriz.
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük