Buhranlı dönemimde izlemiştim türkçeye çevrimi bir kadının gözyaşı isimden ve fragmandan bakılınca bir kadının dramı olarak gösterilsede yer yer öyle fakat işin boyutu pek öyle değil 1920 ler kadının görevi çocuk doğurmak kocasının yanı therese nin soylu desqueyroux la evlenmesine çocukken karar verilir çok düşünmemek ve huzur arayışında olan therese evlenir ama kocasının aşırı ilgisi ve bebek için ona kutsal kase gibi görmesi onu bunaltır en yakın arkadaşı ve görümcesi onun sahip olamadığı duygulara sahip olup aşkının peşinden gitmesi gibi cesareti gösteremediği için bir nevi arkadaşının mutluluğuna mani olur ve mutsuzluğundan zevk alır toplumu ve insanları içten içe yargılar fakat başkaldırmak için kılını dahi kıpırdatmaz kocasının rahatsızlığını önemsemez kızının ağlamasını dahi yeri gelince bir şey yapmıyor özgürlük ve huzur arayışında ama bunun için hiç bir şey yapmayan içinde tutsak bir kadın bazı yerlerinde ucu açık bırakılmış bazen haklı bazen yargılarken buldum ben kendi adıma ve hoşuma gitti.
