hatıralar

entry95 galeri video6
    45.
  1. hatıralar aşk gibidir. davetsiz misafir.
    istanbula sultanahmetten giriş yaptım. dikili taşlarda şaşkın bir muhacir adeta. antakya civarında derya alabildiğine ufuk. antakyanın ortasından başı bozuk, söz dinlemez ırmak geçer. ben istanbulda şaşkın muhacir bir daha şaşkın; ol şehri istanbulun orta yerinden derya geçer.
    vapura bindim iki yakam gelmedi bir araya.
    yıllar geçti kadıköye iltica ettim. lakin istanbula mecburdum; bir yandan okuyor bir yandan siyaset.
    canım siyasetin yakası mı olur? el hak olmaz. ama mecburiyet, neyse.
    kadıköyde mekan, manolyalı sokakta bir apartman; apartmanda bir daire.
    manolyalı sokağın bir ucu caddeyi kebire (bağdat caddesine) bir ucu kalamışa açılır.
    iki yaka, iki uç kaderim, neyse.
    manolyadan denize doğru indikçe, sol tarafta içinden kilise geçen bir meyhane-todori-. sağ cenahta yelken klubü, kalamış yazlık sineması.
    deniz insanı çeker. yürüdükçe denize bir çayhane ama ne köhne.
    denize nazır sanki amiral gemi güvertesi.
    muşambalı tahta masalar, tepesi çardak. çayhanenin sahibi değil, işleteni ali. sevimli ve daima güler yüzlü.
    bir masaya ilişirsin, sandalyesi ayrı, masası ayrı oynak. zemin sahil kumu karışık toprak. alışık bir hareketle kıpırdarsın sandalyeni masanı sabitlersin, sonra gelsin çaylar.
    deniz mırıl mırıl, radyoda bir müzik; "saklambaç oynarken".
    siyaset, edebiyat, aşk hep köhnede bir dekordu daima.
    neyse.
    çayın bitti değil mi? yürüyelim o zaman sahilde biraz.
    kıyılarda çekilmiş kayıklar. denize uzanan bir köprü, eskiden kalamış vapur iskelesi.
    ilerde nuhun gemisi edasında bir kalıntı. reisin kamarası orası. reis dediğim hakikat lakabı da "hayyam".
    iki oğlu ve çok dostları.
    geceleri meyhane.
    her sabah güneş şarap bardaklarına doğar orada sanki.
    reis, balığa çıkar; yamandır.
    bir gün camgöz yakalamış.
    akşama dostlarına balık köftesi ve şarap.
    reis, siyasetinde ustası ha. dilinden düşmezdi diyalektik.
    o gece şarap su olup aktı.
    ahali dayanamadı dağıldı.
    biz bir kaç kişi kaldık baş başa.
    siyasetten girdik aşktan çıktık; hatıralar tazelendi orta şekerli.
    reis yanındakine fısıldadı, yanındaki fırladı.
    elinde kemençe reis hadi dedi.
    ben soran sarhoş bakışlarda.
    tuttu kolumdan sahil kumunda olduk horon.
    elbette ben oynamıyorum reis bir yandan horon bir yandan oynatıyor beni.
    arada nefes alırız; bir kadeh daha dostlar aşkına.
    geceler de biter. güneş iki kadem yükselir derim reis bana müsaade.
    yıllar geçti o gecenin üstünden.
    reis o geçen yılların birinde TiP kadıköy ilçe başkanı oldu. aramızda latife; partinin en diyalektik ilçesi.
    neyse.
    bir gün dükkanda tek başımayım. eşim ve fikriye ablam, maltepede iKD mitinginde.
    malum karışık günler, yıllar.
    saatle geçiyor. hafif bir tedirginlik.
    cama dayamışım burnumu, bekleyiş.
    tam o sırada ayanoğlundan ali fuat başgil sokağına bir taksi saptı, virajda biraz yavaşladı.
    arka koltukta tanımadığım bir iki adam, aralarında reis; başını çevirdi hafif, arabanın hızında bakıştık sanki bir an.
    o aralar mhp kadroları fenerbahçe civarında etkindiler. ara ara kulağıma reise bazı adamların gelip; defol git buralardan gibi tehditler savurduğunu işitirdim.
    nuhun gemisi kılıklı kamarası eski kalabalıklığında değildi. el ayak çekilir günleri.
    bir gün, bir arkadaş geldi, reisi vurmuşlar dedi. dondum kaldım. reisi vurmuşlar; 30 40 belki daha fazla kurşun sıkmışlar gece uykusunda.
    hatıralar davetsiz misafirdir. kalktım hatıralarda horona durdum bir daha.
    hadi.
    0 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük