ermeni asıllı gürcü yönetmen sergei parajanovun hayatı da en az filmleri kadar ayrıksıdır. her şeyden önce sovyet rejiminin baskı ve zulümlerinden en büyük payı alan sanatçıların başında gelir kendisi. adı sanat eserleri kaçakçılığına ve eşcinselliğe karışan yönetmen sadece bu suçlar yüzünden değil, filmleri rejimin beklentilerini karşılayamadığı için tutuklanır, uzun süre kötü şartlar altında çalışma kamplarında çalıştırılır. bu geçen süreçte filmleri yasaklanır, hatta serbest bırakıldıktan sonra bile yeni filmler üretmesi engellenmeye çalışılır. işte ambavi suramis tsikhitsa (suram kalesi efsanesi, 1986) da tam bu on beş yıllık sinema sürgününün sonrasında güç bela tamamlanabilmiş bir film! bunca dayatmalara, zorbalığa, sinema sektöründen uzak kalışına karşın yönetmenin sinema sevgisinden ve sanatsal dürtülerinden hiçbir şey yitirmemesi gerçekten de ilginçtir. yönetmen, kendisiyle yapılan röportajlarda bu zorlu mahkumiyet sürecini diğer tutukluların hikayesini dinleyerek geçirdiğini ve bu hikayelerin her birinin ona yeni şeyler kattığını, dolayısıyla oradan ayrılırken dağılmak yerine daha güçlü bir şekilde çıktığını söyler.