ifşa etmek gibi olmasın murat diye bi çocuk vardı. boyu bayan uzundu. ben ona sırık derdim o bana cüce derdi, çocuğa nasıl sinir olurdum anlatamam hep kavga ederdik bi kere kışın kurusun diye çoraplarını kaloriferin üzerine koymuştu mal. ben de sınıf başkanıydım, bütün konuşanları silip onun adını yazmıştım. bi ara derste benle uğraşıp duruyodu, bende de o zamanlar bi cüneyt arkın özgüveni vardı önüme geleni tokatlıyodum çocuğa öyle bi tokat atmıştım ki sinifimiz ikinci kattaydi bi de pencereler açıktı müdür yardımcısı pencereden duyup gelmişti noldu diye. sonra noldu? ben yine çocuğu müdüre şikayet etmeye gidiyodum ders bedendi, tam müdür odasının önünde çocuk beni öpüp kaçmaz mı? ulan hâlâ hatırladıkça tuhaf oluyom ben şimdi bile uyuz oluyom meğer çocuk aşıkmış bana. peh. zaten bi adamakıllı insan yoktu çevremde ilkokuldayken. bi kere çeşme suyundan mıydı nedendi unuttum zehirlenmiştik, hoşlandığım çocuk bi susmamıştı yanındakiyle konuşup duruyodu olm nolur sus midemde savaş var sen konuştukça bombalar patlıyo demiştim o da baaaaam buuuum yaşasın kötülük demişti. o gün bugündür tiksinirim o çocuktan. ha bi kere de arkadaşım silgimi ödünç almıştı sınavın ortasında silgiiiii diye bağırınca sınıf tarafından silgi bombardımanına tutulmuştum. ne gunlerdi beee. her neyse içimde kalmış valla başlığı açan arkadaşa sesleniyorum cennetliksin karşim.