cemaati vurmuş, bundan sonra da fena halde vurmaya devam edecek olan operasyondur. bakmayın siz yapılan enteresan yorumlara, bu bir psikolojik savaş aynı zamanda ve doğal olarak her iki taraf da güçlü duruyor izlenimi yaratmaya çalışıyor. ancak bu operasyon hem akpnin cemaatin üzerine gitme konusundaki kararlılığını göstermesi açısından, hem de bunu yapabilme kabiliyeti açısından önemli bir gösterge oldu.
bu savaş kısa vadeli bir savaş değil. kısa vadede bitecek bir savaş, hiç değil. taa osmanlı dönemindeki ulema-saray çekişmesi neden yaşanmışsa, üç aşağı beş yukarı bu çatışma da o sebepten yaşanıyor. bu meseleyi "miti paylaşamadılar, devlet kadrolarını paylaşamadılar" diye görenler kendilerine şunu sorsunlar: sözüm ona dini bir cemaatin mitte ne işi vardı ki en başta? http://www.aydinlikgazete...e-3-ylda-650-tasfiye.html
mesele pastayı paylaşamamaktan çok çok daha öte. eğer bir ortamda bu konu konuşuluyorsa ve akp-cemaat kavgasının sebebi olarak bu gösteriliyorsa bilin ki bunu söyleyenler bu süreçle ilgili en ufak bir fikre sahip değildir.
gülen cemaati sıradan bir dini cemaat değildir. bu cemaatin güçlenmesi, akpnin iktidara gelişi, amerikanın ılımlı islam projesinin ve rand raporlarının hazırlanması, yürürlüğe konulması, gerekli zeminin oluşturulması, gülenin time'ın en etkili 100 kişisi listesine girmesi, memleketteki sufizm ve tasavvuf ile ilgili yazılan çizilenlerin artması vs birbiriyle ilgili ve birbiriyle paralel gelişmelerdir. uzun uzun da anlatırım belki bir ara ama şimdilik sadece şunu söyleyeyim ki gülen cemaatinin müritlerinin bilmediği bir yönü var. gülen cemaati türkiyedeki ilk reformist cemaattir ve gülen islam dünyasının martin lutheri olmak üzere kendisini yetiştirmiş ve bu şartla batının, daha doğrusu abdnin desteğini almıştır ılımlı islam projesiyle. http://www.foreignaffairs.../the-muslim-martin-luther
şimdi diyorlar ya cemaat bundan etkilenmez falan. kısa vadeli düşünmeyin. başbakan dahil hiç kimse cemaatin bir senede yerle bir olacağını iddia etmiyor. sonuçta gülen hareketi pek çok ülkede temsil edilen büyük bir imparatorluk. yetişmiş kadroları da var. fakat gülen cemaatinin nasıl bu kadar güçlendiğine bakarsanız bu operasyonlarla nasıl küçüleceğini ve güçsüz düşeceğini de anlayabilirsiniz.
dershaneler cemaatin çok değerli bir insan ve para kaynağıydı. hem öğrencileri cemaate kazandırmak, hem bunları yetiştirmek, hem de para kazanmak için oldukça stratejik bir öneme sahip. öte yandan gülen cemaati şimdiye kadar 28 şubat da dahil olmak üzere hiç bir zaman siyasi iktidarı bu kadar karşısına almamıştı. hatta her daim iktidar ile en azından karlı ilişkiler içinde oldu. bu da cemaatin bugünkü gücüne ulaşmasında etkili oldu. süleymancılar, nurcular (gülen cemaatini buraya dahil etmiyorum), ismail ağa cemaati vs gülen cemaatinden daha eski olmalarına rağmen onun kadar güçlenemediler hiç bir zaman. sebebi bellidir. gülen cemaati klasik bir dini cemaat değildir.
o yüzden hiç aldanmayın cemaat bundan etkilenmez laflarına. operasyonlar cemaate çıkar sebebiyle yaklaşanları cemaatten uzaklaştırdı zaten. halbuki bu adamlar (muhibban diyelim) cemaat için hem önemli bir nüfuz alanıydı hem de kaynaktı. bundan mahrum kaldılar şimdi. bundan sonra ise cemaatin işi daha da zor. şimdiye kadar hep arkalarında iktidarın rüzgarı vardı, şimdi o olmadığı gibi bir de karşılarına dikilmiş koskoca devlet var.
gülen ve ekibi bunu öngörebilmeliydi diye düşünüyorum. arkalarındakilere fazla güvenmiş de olabilirler belki. ama onlar şimdiye kadar pek çok kişiyi yarı yolda bırakmışlardı zaten.
ayrıca öyle zannediyorum ki güleni kullanan abd de itibarı kayboldukça onu dışlayabilir. bunu da abdnin ılımlı islam ile ilgili gelecekteki planlarından ve obama sonrası amerikanın islam coğrafyasında izleyeceği politikadan göreceğiz.
