playstation portable

entry124 galeri
    28.
  1. geceleri ve gündüzleri harcatır. alırken de, sahipken de, oynarken de...

    alırken neresinde çizik var, neresi eksik, kılıf var mı, hafıza kartı kaç gb... diye diye uyutmaz. açık arttırmalara teklif verir, izlemeye alır, takip edersiniz...

    sonunda alırsınız. bu sefer başlar "2gb yetmiyor"lar. 4gig'lik kartlara bakınırsınız. sandisk'in gaming kart'ının ne üstünlüğü var, sony nerede sahte nerede orijinal, ne ne kadar, nasıl neden ve niçin peşinde geceler harcarsınız, gündüzler edersiniz.

    oyun aranırsınız. o site senin bu site benim uygun umdrip'ler peşinde geçirirsiniz vaktinizi.

    internetinizi psp'nize açmak için kablosuz ağ aygıtınızı yazılımsal erişim noktası olarak tanımlarsınız. bunu yapmak için halihazırdaki işletim sisteminiz izin vermiyorsa, sanal bir bilgisayar kurar, onunla köprülenmiş ağ üzerinden oluşturduğunuz erişim noktasını kullanırsınız. yaparsınız.

    bunlar da yetmez...

    psp'nizle her yerde internete girebilmeye, irc'lere takılıp, msn messenger ile çetleşmeye de başlamışsınız... ve sıra daha sıradışı şeylere gelir...

    mesela evinizin ve ağınızın gidebildiği her noktada, tüm film arşivinizi psp ile izleyebilmek gibi...

    gecenin bir yarısı pmpvlc çıkar karşınıza. vlc ile transcoding üzerine vakitleriniz geçer. deneme/yanılma/deneme/yanılma diye diye pmpvlc'nin size göre olmadığını fark edip, "pimpstreamer"a geçersiniz.

    kısa deneme yanılmalardan sonra bu sefer işin olduğunu hissedersiniz...

    ve artık bilgisayarınızda yer alan tüm müzik ve video dosyaları (altyazıları ile) wpa ile korunmuş kendi özel kablosuz ağınızda, psp'nizle gezilmeye ve izlenmeye açıktır...

    artık gelsin mad men - heroes; gitsin bourne ultimatum - lost; hem de sıcacık yatağınızda - huzur dolu alafranga tuvaletinizde - çalışma masanızda ---gözünüze bir karış uzaklıkta...
    6 ...