biz mi şımarttık yoksa gerçekten insanların taleplerini dikkate almamakta ısrar mı ediyorlar anlamış değilim. metro turizm şikayet hattı kurulsa herhalde ansiklopedi kıvamında şikayet hikayeleri yazılır. ben metro'nun yurtdışı seferlerini de onlarca defa denemiş birisi olarak, yurtdışındaki rezillikleri anlatmama taraftarıyım. "gavur ellerinde bu tip şeyler olur" deyip geçiştirelim. fakat izmir'de, evet evet, en batıda dahi kıroluktan taviz vermeyen çalışanları ile, yolcuyu azarlayan muavinleri ile, ayak kokuları ile tam bir efsane olmayı başarmıştır metro turizm. çalışanlarına az biraz iş eğitimi, nezaket gibi dersler verseler çağ atlayabilirler ancak ondan da pek ümidim yok.
- şey pardon, su alabilir miyim?
(yüzüme tip tip bakarak cevap veriyor) - tamam! bak, şimdi herkese getirecem, bekle biraz!
- pardon beyefendi, sanırım ayak kokusu geliyor...
- kaptan ışıkları aç, ayak kontrolü yapacam! hey, ayağına bakayım senin bir numara!..
- kardeş bu kulaklıklar çalışmıyor.
- yandakini dene.
- o da çalışmıyor.
9 saat süren yol boyunca ne bizim esas oğlan yolcuyla ilgilendi, ne de yolcu bir kere daha düşük seviyede bir diyaloğa muhatap olmayı tercih etti.