her sistem doğası gereği kendi varlığını korumak ve devam ettirmek için alt sistemler geliştirir. kapitalizm illüzyonlar sistemidir. her türlü kanalla tüm insanlığa veri pompalar. bu bitmez tükenmez veriler sonucu bir 'sanrılar dünyası' oluşur ve bu sanrılar dünyası içinde devamlı konfor talep eder, uyuşur ve tüketiriz.
örneğin medyada sıklıkla spor, sinema-dizi oyunculuğu vb. alanlarında başarı öyküleri anlatılır. ve hatta kumar.. mutlaka okumuşsunuzdur, toplumun en en en alt tabakasından gelip milyonlar kazanan sporcuları, oyuncuları. ya da lotoda büyük ikramiye kazananları. bu 'muhteşem' hikayeler sadece haber değeri taşımaz, insanlara alt metin olarak şunu verir: sizler de bir gün bunu başarabilirsiniz! umut edin ve bekleyin.
umut kötülüklerin en kötüsü müdür başka bir tartışma konusu ama, kapitalizmin insanlığa sunduğu umut, kötülüklerin en kötüsü. bu umut sayesinde sistem devam edebiliyor. insanlar farkında olmadan kendilerine 'belki bir gün' diyor. yoksa hemen herkesin küfürler savurduğu, 'katliamlar ne kötü be birader' dediği bu sistem ayakta kalmaya devam edemezdi.
size neyi yiyeceğinizi, neyi giyineceğinizi, nasıl görüneceğinizi, neyi izleyip dinleyeceğinizi, neyi okuyacağınızı, nerede tatil yapacağınızı, nasıl sevişeceğinizi söyler kapitalizm. yetinmemeyi öğütler. ve bizler o kadar uyuşmuş, o kadar umutsuz bir hale bürünmüşüzdür ki, çaresizce tüketiriz.
kelimenin tam anlamıyla tüketiriz ve tükettiğimiz sadece madde değildir. vicdanımızı tüketiriz mesela. filistin'de savaş nedeniyle ya da kara kıtada açlıktan ölen çocukları gösterir bize son model televizyonumuz. ağlarız, gerçekten ağlarız. dalga geçmiyorum, samimi olarak üzülürüz, yüreğimiz acır. ama unuturuz. 1 ya da 2 dakikadır ahlarımız, vahlarımız. sonra sıradaki habere geçer son model televizyonumuz: bayram tatilinde nereye gitmeli. hmmm deyip kulak kesiliriz. gösterilen güzel yerlere gitmeye yetecek paramız olmadığı için hayıflanırız. bir dahaki sefere deriz. vicdan yalaması olmuşuzdur artık insan ırkı olarak. sonra aşkları tüketiriz mesela. insan ilişkilerini tüketiriz. artık her şey formsaldır. konuşmalarımız formsal. içi boştur artık.
okunmamış kitaplardan oluşan bir kitaplıktır kapitalizm. önemli olan satın almaktır, sahip olmaktır çünkü, okumak değil. son model telefondur. bilmem kaç tane muhteşem özelliği vardır ama, bizim sadece bir kaç özelliğini kullandığımız bir telefon. ama satın almak zorundayızdır yeni modeli. çünkü eski kötüdür, anlamsızdır, gereksizdir. yeni olan yücedir, gizemli, kışkırtıcı.. uçsuz bucaksız, bilinmez denizlere yelken açan kaptanlarız çünkü biz, maceraperest, cesur... böyle olduğumuzu ispat etmenin tek yoludur satın almak. ve biz de satın alırız.
mitolojideki ne kadar yerse yesin devamlı aç olan, doyumsuz yaratık gibiyiz her birimiz. 'dünyanın şarkı söyleyip, dans eden pislikleriyiz'