müslümana olmayanlar için olan "dinde zorlama yoktur" kısmını düzgün olarak anlamamız gerekir. bu hal müslümanlar için geçerli değildir.
her devletin, her nizamın, her düzenin bir zorlaması vardır, bunu kim inkar edebilir? "ben bu devlette istediğimi gibi yaşarım, asarım, keserim" diyebilir misiniz? tabi ki hayır, düzene uymak zorundasınız. "burada sigara içmenin cezası şukadardır" demek bile zorlama değil midir, bir yaptırımı yok mudur?
en basit bir beşeri düzende bile yığınla zorlama varken, söz islamiyete geldi mi, "efenim nasıl olur, hani zorlama yoktu... vay yobazlar vay" deminin hiçbir mantığı ve geçerliliği yoktur!
üstelik bu zorlamaların cezaları, devlet ya da düzenlerin ceza veren kurumları tarafından ivedilikle yerine getirilirken, islamiyet size ömrünüzün uzunluğu kadar bir de ek süre tanıyor!
zorlama olmasa fıkhın dört bölümünden biri olan "ukubat" yani cezalar kısmı olmazdı, oysa bu bir hakikat!
fakat, bütün bu bahsettiklerimiz, bir devlet düzeni olduğu zaman olabilir. yani bu zamandan sonra, işin "zorlama" kısmını takip edecek bir kurum yok ve olmaz da!
zamanımızda bazı kişi ya da cemaatlarin yaptığı zorlamalar ve -güya- cezalandırmalar ise çapulculuktan başka birşey değildir, fitne çıkarmaktır. aynı şey dünyada "islam ülkesi" diye geçinen memleketler için de geçerlidir.
