--spoiler--
Filistin halkı israil zulmü altında direnişi sürdürüyor. Rojava Devrimi IŞiD çetelerine karşı direnişini sürdürürken ikinci yılına girdi. Rojava Devrimini bir kez daha kutluyoruz. Filistin halkının ve Rojava halklarının direnişini çifte standart uygulamadan destekleyen demokrasi güçlerinin cephesi daha da büyüyor.
Zira Selahattin Demirtaşın cumhurbaşkanı adaylığı etrafında birleşen güçler sadece bir seçime girmiyorlar, aynı zamanda bir gelecek tahayyülü açıklıyor, Ortadoğuda barış ve demokrasinin mücadelesini veriyorlar. Demirtaşın adaylığının bu kadar güç ve destek bulmasının nedenlerini biraz da burada aramak gerek.
Öyle ki, sadece Demirtaşı aday gösteren kesimler değil, kutuplaşma, statüko, şovenizm, Kemalizm, yargılar, ön yargılar ve daha başka birçok faktörden kaynaklı olarak farklı parti ve siyasi tercihlerde bulunan ve aslında emek, barış ve demokrasi cephesinde yer alması gereken kesimler de bu defa dikkatini Demirtaşı destekleyen cepheye yöneltmiş bulunuyorlar.
Kürt halkının, henüz Kürt özgürlük hareketi etrafında birleşmeyen kesimleri içinde de Demirtaş ciddi bir etki yaratmış bulunuyor. Dün Yetmez ama evet diyen, AKPye oy veren ya da çeşitli tarikat ve KDP çizgisindeki siyasi oluşumlara meyilli ya da buralarda örgütlü kesimlerin ciddi ciddi Demirtaşa oy vermeyi tartıştıkları aktarılıyor.
Önceki gün Nusaybinden arayan bir dostumuz; Kürtler Osmanlıdan bu yana ilk defa Kürtleri gerçek anlamda temsil eden bir adayla karşı karşıya. Bu kadar önemli bir göreve, cumhurbaşkanlığına bir Kürt ilk defa aday oluyor. Bunun yarattığı heyecan oldukça büyük. Kürtler bunu oldukça önemsiyorlar. Geçmişte kime oy vermiş olursa olsun, bu defa Kürtler içinde Demirtaşa Bölgeden çok güçlü bir destek olacak diyor.
Yine Alevi yurttaşlarımız içinde Demirtaşa yoğun bir ilgi ve destek ortaya çıkmaya başladı.
Ekmelettin ihsanoğlu destek bulmuyor. Erdoğanın diktatörlük hevesinin yarattığı korkuyla Erdoğan olmasın da kim olursa olsun anlayışının giderek, Alevi yurttaşların eşit yurttaşlık haklarını kayıtsız koşulsuz savunan bir adayı desteklemeye meylettiğini gösteren fazlasıyla veri bulunuyor. Alevi dernekleri, kitle örgütleri, temsilcileri de bu yönlü açıklamalar yapıyorlar. Kürt hareketine karşı bazı rezervleri olsa da emek, barış ve demokrasi cephesinde yer almak için ilk defa güçlü bir adım atıyorlar.
Selahattin Demirtaşın, geçen salı günü açıklanan tutum programında Alevilere yönelik söylemi, Diyanetin kaldırılması, zorunlu din derslerinin kaldırılması ve eşitlik yurttaşlık hakkı konusunda yapılan açık ve net saptamalar ise Aleviler içinde Demirtaşa yönelik ilgi ve desteği daha da genişletti.
Eksikleri olmakla birlikte, Demirtaşın Yeni Yaşam Çağrısı adıyla açıklanan tutumu; programın, Erdoğan ve ihsanoğlunun vizyon toplantılarından farklı olarak sadece ezilenler, mazlumlar, işçi ve emekçiler cephesinde değil, tüm burjuva basın ve siyasi merkezlerinde de büyük bir etki yarattığı görülüyor. Bu kapsamda birçok yazı yazılıyor, tartışma ve değerlendirmeler yapılıyor.
Önceki akşam istanbul 1 Mayıs Mahallesinde Alevi yurttaşların bulunduğu bir ortamda yaptığımız tartışmada ilk turda Selahattin Demirtaşa verecek olan Alevi yurttaşların, ikinci turda da Erdoğanın karşısında kim olursa ona oy vereceklerini belirten eğilimi de görmüş olduk. Bu cenahta yeni bir dönemin ilk adımı atılıyor. Aleviler, işçi ve emekçilerle, Kürt halkıyla, ezilen ve sömürülen milyonlarla birlikte kendi kulvarlarına yöneliyor.
Yine geçen hafta Samandağda ÖDP ve Halkevleri temsilcileri ile birlikte katıldığımız panelde, bu iki politik çevrenin yoğun bir eleştiriye tabi tutulması, cumhurbaşkanlığı seçimindeki tutumlarının muğlaklığının sorgulanması, açık ve net olarak emek, barış ve demokrasi güçleri ile birlikte hareket etmeleri gerektiğine vurguların ısrarla yapılması Demirtaşı aday gösteren cephenin güçlü dayanaklarına işaret ediyor. Yine bir hafta önce Çorum Mecitözü Derneğinin istanbulda düzenlediği piknikte, Çağlayan işçi Derneğinin işçilerle düzenlediği panelde ve daha bir çok toplantı ve tartışmada ortaya çıkan gerçek durum, hiç olmadığı kadar ilgi, yönelim ve desteği gösteriyor.
Elbette bu yönelimde Demirtaş faktörü bir yer tutuyor, ancak en önemli faktör deyim yerindeyse arayışın giderek artıyor olması, burjuva düzen partileri arasında tercih yapmaya mahkumiyet prangalarının kırılıyor olmasıdır.
işçilerin, emekçilerin, sendikaların ve meslek odalarının, bir kez daha vurgularsak, kendisini sol ve sosyalist cephede tanımlayan kesimlerin bu tarihsel koşulları iyi değerlendirmelerinde yarar var. Zira gerçek bir alternatif için, daha ileri bir adım atmak için şimdi koşullar daha uygun hale gelmiş bulunuyor.
--spoiler--