Dünyada asayiş sağlanana kadar anarşizm olur. Mal yağmalamalar, sokaktaki geçen kadınlara tecavüz etmeler, tavuk keser gibi adam öldürmeler falan. Klasik anarşist davranışları işte. Kural yok.
Ve elbet ki dünyadaki anarşizm etkisi az da olsa Türkiye'ye yayılır.
Ancak Türkiye'nin ezici çoğunluğu muhafazakar sağcı olduğundan bu anarşizm uzun sürmez.
Büyük bir kaos çıkar. Ve bu kaos sonucunda anarşistler tek tek katledilir.
ardından yavaş yavaş anadolu'da beylikler kurulmaya başlanır. 3.beylikler dönemi başlar. Türkiye devleti eski gücünü yitirmiş olmakla beraber günümüzdeki pek çok güçlü devlet de gücünü yitirmiştir. Kimisi Anarşizmle kimisi faşizmle kimisi komunizmle kimisi ise diktatörlük ile yönetilmektedir.
Aradan uzun bir zaman geçer. Ve anadolu'da kurulan beylikler arasında çıkan savaşlar sonucunda tek bir beylik kalır ve tüm günümüz Türkiye'sine hükmeder. O beyliğin adı
Yeni Osmanlı'dır.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti resmen yıkılmıştır. Sadece adı kalmıştır. Yeni Osmanlılar Meclisi TBmm nin verdiği kararları tanımamaktadır.
ve kısa süre sonra da yeni osmanlı tbmm yi de kaldırarak Türkiye'ye son vererek Anadolu'daki türk siyasi birliğini sağlamıştır.
Tabi bu arada yunanistan ve çevresinde Büyük Roma Imparatorluğu kurulmuştur.
Yeni Osmanlı ordusu bir süre sonra büyük bir orduya sefere çıkar ve Kudüs'ü ele geçirir. Ardından israil ve bölgesini fetheder.
Sınırlarını baya genişletir.
Tabi Büyük Roma Imparatorluğu da Yeni Osmanlı'ya rahat vermemektedir.
Çok süre geçmeden büyük devletler bir araya getir ve elektrik yeniden gün yüzünü çıkar.
Elektrikler geldikten 50 yıl kadar olan süreye dünya tarihinde "Diriliş Çağı" olarak nitelendirilir.
Devletler güç bela kendilerine geldiklerinde Yeni Osmanlı'nın büyimesini tehlike olarakta görenler çıkar.
Bunlar Ingiltere, Fransa, Rusya, Çin, Japonya, Büyük Roma gibi devletlerdir.
Yeni Osmanlı'nın müttefiki olanlar ise ABD, Almanya, iran, italya, Avusturya gibi devletler olur.
Tabi bu gruplaşmanın sonucunda tahmin ettiğiniz gibi
"3.dünya savaşı" kaçınılmaz olur.
Ancak büyük felaketle sonuçlanır. Gelişen teknolojiyle üretilen ölümcül silahlar ve başta atom bombaları büyük bir felakete yol açar.
Savaş başlamadan 17 milyarı bulmuş olan dünya nüfusu, savaştan 50 yıl sonra 1.5 milyara düşer!
tabi dünyada ne medeniyet kavramı kalmıştır ne devlet ne millet.
Yaşayanların da çoğu ya hasta ya da kafayı yemiştir. Kalanlar ise hayatta kalabilmek için her yolu mübah görüyordur.
Tabi dünyada inançlı kimse kalmamıştır. Tanrı kavramı unutulalı uzun zaman olmuştur.
aradan 500 yıl geçer. 1.5 milyar olan nüfus doğum kontrolleriyle 5 milyarı bulmuştur. Kimi bölgeler halen radyasyonludur.
Yine de insanlık yeniden dirilmiştir. Hastalıklar mağlub olmuş, teknoloji müthiş gelişmiştir.
Ve tabi din kavramı yok olmuştur. Tanrı kavramını insanlar bilmez olmuştur. Evrimin mantıklı olduğuna inanmıştır herkes.
bunla berabet ahlak kavramı da tarihin tozlu sayfalarında yerini almıştır. Sokaklarda çırılçıplak gezmek mi dersin, erkek erkeğe caddelerde cinsel ilişki mi dersin, anne, oğul, baba, kız evlatların birbiriyle tekli veya toplu olarak ilişkiye girebilmeleri mi dersin. . Her türlü günümüzde"iğrençlik" olarak adlandıracağımız şey artık normal olarak karşılanmaya başlanmıştır. Kısaca ahlak diye bir şey de yoktur.
Bir süre sonra insanlar radyasyona uğradıklarına inandıkları insansı varlıklarla karşılaşırlar. Bu yaratıklar hem barbar hem de çok zekidirler. Ve insan katletmeye başlarlar.
tâbi bu insanlarla bu yaratıkların savaşını kaçınılmaz kılar.
Ancak nasıl olmuşsa insanlar bu savaşı çok rahat ve çok az kayıp vererek kazanmışlardır.
Derken...
kulakları sağır edecek bir ses duyarlar. Ve bu ses dünyada duydukları son ses olur.
israfil (a.s) hiç beklenmedik bir zamanda Allah'ın emriyle süra'yı üflemiştir.
Aradan bir müddet sonra dünyada gelmiş geçmiş tüm canlılar, atatürk'ünden tut fatih'e, Atilla,ya, Hitler'e, Zall'a kadar tüm canlılar yeniden dirilmiş ve mahşer meydanında toplanmışlardır.
Kimisi dünyadaki inandığı inanç yüzünden pişmanlık yaşar. Kimisi ise gurur duyar.