Olası bir durumdur, hayal dünyasında mutlu olanların daha çok kapıldığı durumdur belkide.
içinde olduğum durumdur ayrıca, insan kendi yazdığı roman karakterine aşık olur mu demeyin. Oluyor. Sanırım hayalimdeki karakteri oluşturduğumdan olsa gerek. O tavırları, düşünceleri, gözleri... Sanki uzaklarda bir yerlerde yaşıyormuş gibi hissediyorum. Birde çok acı çekti garibim, kıyamıyorum ama ona acı çektirmeye devam edeceğim *Şeytani gülüş*
Birazdan sözlük ahalisi bir olup beni tımarhaneye yatırmasa bari.
Şaka bir yana, aşk şöyle dursun, daha çok o karaktere bağlanmakla ilgili bir şey bu.
Eğer romanı siz yazmadıysanız, oradaki bir karaktere kendinizi yakın hissetmiş olabilirsiniz elbette. Birde duygularına şahit olunca, ona kendinizi yakın hissedince, sanki o ne yaşarsa yaşasın o farkında olmasada her adımında yanındaymışsınız gibi hissedersiniz. O mutlu olur gülersiniz, üzülür üzülürsünüz.
Siz yazdıysanız ya da yazıyorsanız ise, hadi ama her anında yanındaydınız onun! Kafanızda oluşturdunuz o kadar. Birde bazen öyle oluyor ki, o karakteri siz yazıyor gibi olmuyorsunuz. Kendi başına bağımsız bir karakter oluyor ve yapmasını istemediğiniz, ama yapacağından emin olduğunuz şeyleri bile bir bakmışsınız yazmışsınız. Size uygun değil o an söylediği şey belki, ona yakıştırdığınızda o değil belkide ama söylüyor işte. "Çünkü bu o, söyler." diyorsunuz.
Elbette bağlanabilirsiniz. insanlar ne düşünürse düşünsün, gerçek insanlarla bağlantınızı koparmadığınız, abartıya kaçmadığınız sürece, siz mutlu olduğunuz sürece bunun hiçbir sakıncası yok.