kendisi ve başında olduğu kurum hakkında çok şeyi merak ediyorum.
istifa etmeyi düşünüp düşünmediğini merak ediyorum.
şehitlerimizi kendi başarısızlık hanesine yazıp yazmadığını merak ediyorum.
mehmetçiklerimizin şehadetinden sorumlu olduğunu düşünüp düşünmediğini merak ediyorum.
türkiye cumhuriyeti'nin seçilmiş başbakanına ve türkiye büyük millet meclisi'nin seçtiği cumhurbaşkanına karşı hazımsızlık göstermeyi nasıl bir "devlet terbiyesi" anlayışına ve mesleki ahlak algısına yerleştirdiğini merak ediyorum.
demokratik bir ülkede seçilmiş sivil iradeye darbe yapmak, muhtıra vermek hakkında ne düşündüğünü, bunun milli iradeye ve "milletin kayıtsız şartsız egemenliği"ne tecavüz anlamı taşıdığını kabul edip etmediğini merak ediyorum.
şemdinli davasından mahkum olan ali kaya'nın "iyi çocuk" olduğuna kamuoyunu temin etmeye çalışmanın hangi saikin eseri olduğunu merak ediyorum.
yaldızlı üniformalarla kokteyllerde devre birincileriyle dans etmenin ve kadeh tokuşturmanın "çağdaş türkiye"ye nasıl katkıda bulunacağını merak ediyorum.
korumaya and içtikleri "devrim yasaları"nın men etmesine rağmen "paşam" nidasından haz almanın ne ile, nasıl telif edildiğini merak ediyorum.
ankara'da genelkurmay binası ve karargahından etrafa emir ve talimat yağdırıp ve fakat terörün gemi azıya aldığı güneydoğuya karargah kurmamanın, komutanlık ve kurmaylık liyakatini tam da ihtiyaç hissedilen günlerde bizzat göstermemenin, orduları sevk ve idarenin başında bulunmamanın bir genelkurmay başkanı için ne anlama geldiğini merak ediyorum.
bütün bunlar yerine anlı şanlı ecnebi entelektüellere atıfla bezenmiş bir konuşma metni aracılığıyla türk entelijansiyası ile fikir tokuşturmanın nasıl bir lezzet sağladığını merak ediyorum.
laiklik gibi elle tutulamayan kavramlar sebebiyle sürekli sivil siyasi irade üzerinde demokles'in kılıcı gibi sallandırdıkları meydan okumalarının böylesi günlerde ne anlama geldiği, ne kadar önem arz ettiğini ve sahiplerine nasıl bir doyum sağladıklarını merak ediyorum.
muhatap olmaları halinde daha giriş/nizamiye kapısından yüzgeri ettikleri, edegeldikleri ve edecekleri, üniversitelere o şekilde girmelerine asla ve kat'a razı olmadıkları, herhangi bir "kamu kurumu"nda karşılaşmamak adına köşe kapmaca oynamalarına sebep olan (bkz: cumhurbaşkanı abdullah gül'ün eşiyle karşılaşmamak adına başvurulan tedbirler) başı örtülü anaların, bacıların evlatları, kardeşleri, abileri, nişanlıları, eşleri şehit düştüğünde o şehit yakınlarının yüzlerine nasıl baktıklarını merak ediyorum.
kendi tarihi varlığını m.ö 209'a kadar dayandıran, hz. isa'dan bile daha köklü, terörle mücadelede 27 seneyi arkasında bırakmış bir kurumun sanki terörle mücadelede hiç tecrübesi olmayan somali ordusuymuşcasına kayıplar vermesinin 1.dereceden ve müteselsil sorumlularında nasıl bir hisse veya teessüre sebep olduğunu merak ediyorum.
merak ediyorum, akşamları başlarını yastıklarına koyup rahat uyuyabiliyorlar mı?
daha sınırlarımızın içindeki teröristleri etkisiz hale getirememişken, o teröristlerin jandarma karakollarını basarak erlerimizi şehit edip ellerini kollarını sallaya sallaya kaçmalarına mani olamamışken dışarıdaki teröristleri hedef göstermenin nasıl bir askeri strateji olduğunu merak ediyorum.
her şeyden önemlisi ben ve benim gibi insanların merakını medeni ve tatminkar ölçüler içinde gidermeyi düşünüp düşünmediklerini merak ediyorum.