kişinin kendi yorumlarını kendi kurgusunu içeren gönderidir. Tartışmak yerine birkaç sorunun cevabını istemek icap eder.
-Şimdi. Yüz yıllardır gelen alfabenin değişmesi konusunda Oğuzların Kayı boyundan gelen Osmanlının kullandığı Arap alfabesinden önceki alfabesi Çağatay- arap alfabesi karışımı ondan önceki de Eski Uygur alfabesi arasındaki geçişlerde de mi yüz yıllardır kullanılan alfabeye darbe yapılmış?
-Farklı kaynaklar var fakat o dönem okur yazarlık oranının saray harici %8in üstünde olmadığı anlaşılıyor. Hal böyleyken halk cahilleştirildi demek ne kadar doğru?
- Çarşaf dini bir kıyafet türü ve kimsenin tabii ki müdahale etmemesi gerekir ama fes için aynı duruma katılamayız zira fes Türk değil Fas araplarına ait bir giyisidir. Haliyle o da şapkada olduğu gibi 1820lerde çıkarılan bir kanunla resmi kıyafet sıfatını aldı. Böyle düşünürsek bu da insanların mecbur bırakılması değil midir?
-Global dünyada bırakın iş yerlerini borsanın diğer ülkelerde açıkken bizde kapalı olması ekonomik hamlelerde nasıl sonuçlar doğurur tahmin edebiliyor muyuz?
Cuma günleri ibadetimizi yapabilmemiz için Cuma namazı saatlerinde iş yerlerinin izin vermesini sağlasalar kesinlikle daha faydalı olacaktır. Miladi takvim uygulaması da yine global dünyanın işleyişinde aksaklık yaşamamak için kullanılmaya başlamıştır. Uluslar arası iş yapan firmaları baz alalım. 1423 Recep ayı 23.gününde size sevkiyat yapacağız desek karşı tarafın ne anlamasını bekliyoruz. Miladi takvim tıpkı ingilizce gibi artık ortak bir takvim olmuş ayrıca senede 11 saniyelik bir hata payı ile de en güvenilir zaman ölçüsü. Keşke Türkçe ortak dil, hicri takvim ortak takvim olsaydı ama olamamış işte.
Dini gerekliliklerimizi zaten hicri takvime göre yapmıyor muyuz? Örn: Bayramlar, Ramazan-ı Şerif , Kutlu doğum haftası, kandiller her yıl hicri takvime göre icra edilmiyor mu? Yılbaşını miladi takvime göre kutlamak istemeyenin yakasına mı yapışılıyor?
-Allah şükür dinimizi öğrenebilme imkanlarımız fazlasıyla var. Kuran okumayı da islam ahlakını da öğrenmek isteyen herkes öğrenebilir. Kendi üşengeçliğimize, bize engel oluyorlar diye kılıf uydurmanın manası yok.
Asıl, devrin şartlarında yapılmış olan doğru yanlış uygulamaları takılıp kalmanın önümüze bakamamanın ne faydası olur onu düşünmek gerekir.
Modern hayatın tüm imkanlarından bayıla bayıla faydalanıp Atatürk şöyle Atatürk böyle demek ne kadar yanlışsa, dinini yaşayan birini küçük görmek özgürlüğünü kısıtlamak da o kadar yanlış.
Biz evdeki yılbaşı eğlencesinde tombala oynayıp bir iki bardak bişey içerken aynı masada oturan babaannenin iki dakika namazımı kılıp geliyorum dediği bir ortamdan insanların yolda karşılaştığında birbirilerine nefretle baktığı bu hale nasıl geldik. Asıl tam da o ingilizlerin,Fransızların, italyanların istediği de bu değil miydi?