her şeyden önce terörle mücadele yeni bir şey değildir. o kadar uzun yaşamış olanlarımız varsa hatırlayacaktır. bir etnik yapıyı isyan ettirerek bölücülük yeni bir şey değildir. bakınız yunanistan, arap yarımadası, ermeni tehciri ve final olarak pkk terörü.
temelde hepsinin mantığı aynıdır. isyan ve gelişen olaylar. akabinde devletin ve milletlerin bölünmesi. verilen örneklere eklenecek örnekler olsa da şunu belirtelim ki sonucu ermeni tehciri olan isyan ve pkk terörü hariç bütün isyan hareketleri başarıya ulaşmıştır.
ermeni tehcirinin günümüzdeki mide bulandıran durumu ve pkk terörünün geçmiş yıllardan gelerek önümüzdeki yıllarda alacağı şekil dikkate şayandır. zira artık bir de hesaba katılması gereken kuzey ırak vardır. yani devlet desteği olan bir terör hareketi ile karşı karşıyayız. ki terörü destekleyen devleti destekleyen devlet de çabası.
biz ise sürekli dönüp dolaşıp aynı noktalarda yerimizde saymaktayız. değişen hareketlere karşı değişen bir saldırı tekniğimiz olmalı. tarihten ibret alarak tekerrür etmesini engellemek için tarihi olacak olan terörle mücadele stratejilerimizi yenilemeliyiz.
kısacası sözü getirmek istediğim nokta ordunun sadece acemi asker-usta asker değil zorunlu ya da profosyonel olarak da yeniden yapılandırılması gerekmektedir. hepimiz biliyoruz ki uzmanlaşma bir işi başarmakta en kolay yöntemdir. sadece bu pusuya düşmüş olan askerlerin bu musibetten çıkartacakları dersin bile en fazla ömrü 18 aydır. ondan sonrası tarih olacaktır. oysaki kalıcı olsalar bu yenilen darbe tecrübe olarak avantaja çevrilebilir.
yamuluyorsam düzeltin ama osmanlı padişahlarından dördüncü murad olsa gerektir yanında vüzerası ile cenk meydanında dolaşırken vezirlerinden biri der ki;
- görüyor musunuz hünkarım! aralarında hiç ak sakallı, yaşını başını almış kimse yok.der. padişah da cevaben;
- öyle olsaydı bu gün bu duruma düşmezlerdi.
şüphesiz ki burada kastedilen yaş ortalaması yüksek olan ordular zafer kazanır değildir. burada, taa tarihlerin ötesinden bize verilmek istenen ibretlik ders; bilginin sürekliliğidir. yani o meydan savaşından sonra osmanlı ordusu teskere almış olsaydı, o meydan savaşındaki tevrübelerini bir daha kullanamayacaktı.
bir diğer konu da yazının girişinde verilen ermeni tehciri ve pkk terörü tarzı yaplanmaların tarihimizdeki yoğunluğudur. bizim ordularımızın yapısı; kara, hava ve deniz kuvvletleri komutanlığı şeklindedir. asayiş için de jandarma genel komutanlığı vardır. oysaki bu şekildeki düzenli yapılanmalar düzenli ordular ile yapılacak düzenli savaşlar içindir. terörle mücadele için emniyet genel müdürlüğü'nün özel hareket timleri ya da bordo bereliler tarzı özel bir ordu ihdas edilmelidir. ve terörler mücadele bu özel ordunun sadece görevi olmalıdır.
tabi pkk terörü biterse bu ordu ne olacak diye endişelenmemek lazım. çünkü en kısa zamanda yeni bir tanesi daha peydahlanacaktır.
