düşünün ki bir evlatsınız. 20 yaşına gelmişsiniz, askere alınmışsınız. elinize g3 tutuşturulmuş. dağda yürüyorsunuz. arkanızda sevdikleriniz var. ananız, babanız, kız arkadaşınız, dostlarınız var. eğitim almışsınız. kafanızı kitaplardan kaldırmamışsınız. sonra evinize bir telefon geliyor. "başınız sağolsun. oğlunuz şehit." anne çıldırıyor. baba deliriyor. herkesin hayatı altüst oluyor.
e peki okumamış, cahil er? bir insanın bunları söylemek için okuması, yazması, çizmesi lazım. herşeyi bilmesi lazım. çünkü insan bildikçe canı ona tatlı gelir değil mi? dünyayı tanıdıkça yaşamaktan zevk almaz mısın zaten? peki ya okumamış er hiç mi arkasında sevdiklerini bırakmıyor? kaportacı dükkanından geliyor askere. eline silah tutuşturuluyor. çok mu isteyerek dağa çıkıyor bu adamlar sanıyorsunuz. askerdeki her adamı faşist, kafatasçı mı zannediyorsunuz? ulan kolay mı adam öldürmek o kadar? birinin beyninini mağara duvarında görmek çok mu zevk veren bi eylem ki adam gitmek istiyor askere? bu kadar sadist mi? yazmak kolay burda. çizmek kolay burda. tetiğe basmak zor ama orda. tetiğe basan da yok zaten. yerin altından fışkırıyor plastik bombalar. kollar bacaklar havada uçuşuyor. nedir bunlar? ölen askerler? şehitler? "kelle". evet kelle.
evet siz artık ölüyorsunuz. bu vatan için bir şehitsiniz. mekanınız cennet. ama sizin için kelle diyorlar. 'yan gelip yatma ulan!' diyorlar. yani uyuma lan! yapacağın göğsünü siper etmek. savaş sen. biz burda iyiyiz. benim oğlan da hem amerikada. o da takılıyo oralarda.
ölme be gözüm. sen ölmek istemiyorsun diye sana laf edenin ağzına sıçayım ben. candan tatlı ne vardır ki zaten? sanki bu ülke, sanki bu devlet sadece silahla kurtarılıyor. sanki çözüm c4 lerde, tomahawklarda, f16 larda. oku. adam ol. ülkene hizmet et edebildiğin şekilde. edemiyorsan bu ülkede işin ne zaten? çık yurt dışına. amerikada yaşa. senede kafadan 40000 dolar gelir. karı kız. ne rahat.
bu ülkeye hizmet edemeyecek kadar eğitimi olmayanlar silaha sarılıp da savunurlar değil mi ne de olsa?