yaz tatilinin gelmesi ile ilgili tartışmanın konusudur. sosyal mecralarda kişilerin birbirlerinden nefret etmesi ve nefret mesajları yayması son derece kolaydır. tanımadığı şeye karşı ön kabuller geliştirmek bir rasyonalitedir. en 'açık' ya da önyargısız olduğunu iddia eden kişiler bile bu kabullere sahiptir. ancak mesela okulların tatil olmasıyla aylarca düzenli olarak artan nefret, okullar açıldıktan sonra nefret edilen kişilerle yüz yüze gelmek sonucu etkisiz hale gelmektedir. nefret edilen kişilere okul ya da iş gibi platformlarda işinin düşmesi hemen hemen kaçınılmazdır ve bahçede sigara istediğin ya da sana sunan, dirsek dirseğe kopya çektiğin adamdan samimi olarak nefret edemezsindir. örneğin, yaz boyunca akp'den nefret etmiş adam, okul açılınca gider akpli güzel bir kıza aşık olur, bazen önyargıları içinde kıvranır, bazen de yelkenleri suya indirip aşkına teslim olur. sonuçta birbirinden nefret eden gruplar sosyal hayatta etkileşime geçtikçe birbirlerinden pek de nefret edemediklerini farkederler. bu nedenle, şehirlerdeki pkklıların gettolaştığı semtler ne kadar sakıncalıysa, beyaz türkler'in gettolaştığı semtler de o kadar sakıncalıdır. yaşlı akrabalarımdan biri yıllarca 'gevurlar'a saydırdıktan sonra, bir gün yabancı ve gevur bir arkadaşımı evlerine ziyarete götürmemin akabinde arkadaşın doğal bir sempatiklikle hareketlerimi kopyalayarak benim gibi söz konusu akrabanın elini öpmesi sonucu bütün o 'gevur' edebiyatının paramparça olduğunu gözlerimle gördüm. üstelik akrabamın 'en gevur' kategorisine sokabileceği fransız ırkına mensup bir arkadaştı. etnik, ideolojik, dini grupların bir arada yaşamaması toplum için nükleerden daha tehlikelidir diyebiliriz. her ailede muhakkak bulunabilecek değişik ideolojilere sahip kişlerden kendini bile isteye soyutlayan nefret müdavimleri ise bir başka başlığın konusudur.