tabi ki öyledir. kitap okumanın zararları anlatmakla bitmez... ama okumazsanız hiç bir zarar görmezsiniz. hatta cumhurbaşkanı adayı olur, boş saksı gibi kafanızla karşınızdaki allameleri saksıya benzetirsiniz. nasıl olsa oy verenlerin de çoğu sizin gibi olduğu için cumhurbaşkanı da olursunuz, padişah da...
örneğin taraftarınız olan cahillere malazgirt savaşını anlatmak için tarih okumanıza ne gerek var? "bizans topçu bataryaları gümbür gümbür ateş saçarken, alparslan'ın askerleri allah allah sesleriyle..." diye anlatmaya başladınız mı sizi dinleyen sizin gibi cahiller bir bok bildiğinizi sanıp alkış tutarlar. işiniz gücünüz yok da top kaç yılında icat edilmiş gibi gereksiz detayları öğrenmek için kitap mı okuyacaksınız?
üstelik kitap okuyan monşerdir efendim... ne varsa halk olmakta, cahil olmakta var. kitap okumak halkı aşağılamaktır. neyse ki halkımız artık uyandı, en iyi başbakanın, cumhurbaşkanının, kütüphaneden değil, kahvehaneden çıkacağını anladı...
buraya kadar tamam da kafaya oturtamadığım tek bir husus var: neden seçim yapıyoruz? bence seçim de halkı aşağılamaktır. en iyisi kahvehane ahalisi arasından kura çekip belirleyelim liderlerimizi. hem sonuç değişmez, hem ucuza mal olur, hem her gün bir araba siyasi laf duymaktan kurtuluruz. işte gerçek halkçılık budur...
