Cumhurbaşkanlığı seçim kanununun 11. Maddesinin birinci fıkrasında "Cumhurbaşkanı adayı gösterilen hâkimler ve savcılar, yüksek yargı organları mensupları, yüksek öğretim kurumlarındaki öğretim elemanları, Yükseköğretim Kurulu, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu üyeleri, kamu kurumu ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri ile yaptıkları hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri, belediye başkanları ve subaylar ile astsubaylar, siyasi partilerin il ve ilçe yönetim kurulu başkan ve üyeleri ile belediye meclisi üyeleri, il genel meclisi üyeleri, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile sendikalar, kamu bankaları ile üst birliklerin ve bunların üst kuruluşlarının ve katıldıkları teşebbüs veya ortaklıkların yönetim ve denetim kurullarında görev alanlar, aday listesinin kesinleştiği tarih itibarıyla görevlerinden ayrılmış sayılır Bu durum, YSK tarafından aday gösterilenin bağlı bulunduğu bakanlığa veya kuruma derhal bildirilir" hükmü yer alıyor.
demek oluyor ki, en yüksek kamu görevlisi olarak istifa etmesi hem yasa hem de etik bir mecburiyettir. ama kendisi bu iki unsuru işine geldiğinde uyar, gelmediğinde uymaz. sorun da buradadır.
ancak şu var ki, yasaya ve etiğe aykırı davranışın yaptırımları bir gün gelir o kişinin karşısına çıkıverir.
ama burda eşitlik ve adalet ilkesinde aykırı davranılmış oluyor buda yasada var eşitlik ve adalet ilkesi yetki gücünü kullanmasıyla gerçekleşiyor seçim çalışmaları için örtülü ödenekten yararlanmasıda buna bir örnektir.
Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu, aday olacakların görevden ayrılması ve dönmesini düzenliyor. Hâkim, savcı, asker, memur herkes için bir düzenleme var. Sayın Başbakan bunun dışında değildir. Böyle bir ayrıcalık olmaz. Başbakan, etik olarak adaylığı kesinleştiğinde istifa etmeli. istifa etmezse ne olacak? Emrinde 2 milyon silahlı güç var, uçaklar ve devletin olanakları var.
yani örtülü ödeneği seçimlere akıtabilir eşitlik ve adalet ilkesine aykırıdır.
aynı şekilde yetkisini yayın yasakları içinde kullanmakta.
rehin alınan vatandaşlarımız hakkında yayın yasağı konuldu . oy kaybetmesin diye.
yani bir yasaya bir aykırılığı var cumhurbaşkanlığı seçiminde yetkisini kullanamaz kullanıyorsa aykırıdır ki kullanıyor.
ama yürütme yetkisini kendilerine bağladıktan sonra yargılanmaları ve hesap sorulması yolsuzluk soruşturması gibi yılan hikayesine dönecek o zamana kadar seçimler kapıya dayanacaktır.