tesadüfen içine doğduğu coğrafyanın inanç sistemini akıl süzgecinden geçirmeden alıp kabul eden, o öğreti sisteminin kutsal kitabını bir kez bile okumayan; okumadığından anlamayan; anlamadığından bilmeyen; bilmediğinden kıyaslayamayan; çelişkilerinden arınamayan ve yorumlayamayan bahtsız kişilerin gübre olduktan sonraki hayal kırıklığının büyüklüğünden korkarlar. bu kadar derin bir bilgisizlik içinde evrenin sırrını bir türlü öğrenemeyecek olmalarından dolayı gönül alemlerinde gerçekten çok büyük üzüntü bulurlar.
aynı kişilerin, türkiye'de değil de danimarka gibi hıristiyan bir ülkede ya da israil gibi yahudilerin arasında dünyaya geldiklerini hayal ettiğinde, orada da bu defa yine benzer dogmaları kabul edeceklerini, o dinin kurallarını da ailelerinin bir yükü gibi peşinen alıp kabul edebilecekleri gerçeği karşısında, ateistler mutlak susarlar.
şimdi rasgele türkiye'de doğmuş bir müslüman olarak iftarda iskender kebabını, yoğurt ve eti büyük bir iştahla yiyebilirken tesadüfen israil'de dünyaya gelseydi iskender kebabını yemeyi hayatı boyunca reddedebileceğini kabullenmeyecek olan insanların arasında bir ömür geçirmek, elbette bir ateistin korkuları arasındadır.