bir meyvenin yuregi
gunesi gormek icin nasil catlatirsa kabugunu
acilar, kirilmasidir idrakimizi kaplayan kabugun
tarlalarinizdan gecip giden mevsimler gibi
kabul edebilseydiniz yureginizin mevsimlerini
bakabilirdiniz pismanlik ve uzuntulerinizin kisinda
huzur icinde cevrenize...
der halil cibran bir şiirinde...
yılkı atı denen bir at vardır, sahibi tarafından özgürlüğe, kendi bildiği hayat çizgisine emanet edilen/salıverilen. bir mücadele hikayesi, bir kurtuluş düşüdür bu at üzerinden betimlenmek istenen...kimisi döner gelir çıkış noktasına, kimisi yürür kendi yoluna...zira her ayrılık bir risktir ve bireysellik de yalnızlığı barındırmaktadır bir yanında...
dizginsiz bir hayatın başıboş kırlarında nasibi neyse onu bulur yılkı atı...kanaatkarlık vardır biraz, teslimiyet de... mukadderat mı yoksa ? bunun gibi bir şey