sene 2000onların mayıs haziran ayları. lisedeyim. o zaman da saf, saf olduğu kadar da hafif meşrep ve çekici hatun kişiyle takılıyorum. mağlum genciz zeka önemli değil kanımız kaynıyo niyetimiz belli ehehehe. her neyse vizyona yeni film gelmiş sinemaya gidelim dedik. yaşadığım şehrin tek avmsi (bkz: tekira) dolasıyla tek sinemasına gittik. en güzel yerden biletlerimizi aldık. en güzel yer derken filmi izlemek için en güzel yer değil tabiki mağlum en tenha yerleri kastediyorum. her neyse filmden çıkıp mutlu mutlu biraz da yorgun eve doğru yollanırken avm de dersanede fırmalığıyla meşhur türkçe hocasını ve aynı dersanede çalışan matematik hocasıyla karşılaştık. karşılaşmaz olaydım sözlük lanet olsun. gençler nabıyosunuz nasılsınız iyiyiz sinemadan çıktık falan filan derken karısı da filmi duymuş nasıl olduğunu merak etmiş. film nasıldı diye sorar sormaz benim ki bana fırsat bırakmadan ' ayyy hocaam bilmiyoruum yea filmi pek izleyemedik ' demesin mi. aman allahım ben,hoca,karısı hepimiz dumur halde kıza bakıyoruz. nasıl bi pot kırdığının farkında da değil garibim. işte o zaman bu utanmak fiilini eylemini çatısını her neyiyse artık hiç bu kadar derin yaşamamıştım sözlük. bu gün bile aklıma gelse hala yüzüm kızarır. sağolsun piç hocam da her gördüğün de olayı hatırlatıp o anı yaşatır. misal geçen gün çarşı da karşılaştık nasıl yeni film var mı vizyonda diyip yine altan altan verdi lafı. 4 sene geçti be adam unut artık.