en son üniversitedeyken, malesef yan komşumuz olan bir oğlan vardı. bu oğlanı hiç sevmezdik. öyleki, bir akşam vakti kapımızı çalıp silgi istemeye gelmişti. üstelik öyle bir tipki, resmen bizi kapıda esir almıştı. allah bir çene vermiş, resmen adamı esir tutuyor.
işte biz bu oğlanla dalga geçe duralım. bu oğlan güzel bir kızı tavlamasın mı? anlatayım hemen.
kız erkek arkadaşından yeni ayrılmıştı ve dehşet bir boşluktaydı.
bu bahsettiğim oğlanda, elinde çiçeklerle kıza süprizler yaptı, sürekli onunla konuşmaya çalıştı. yılmadı hiçbir zaman.
kızda zaten boşluktaydı ve en sonunda bunun ısrarlarına dayanamadı ve çıktılar. (bkz: çıkmak)
oğlan bu seferde kızın evine geliyor, ona sarmalar sarıyor. yemekler yapıyor.
çiçek alıyor, hediyeler alıyor.
sonra birlikte geziyorlar vs.
birde öyle yalancı bir şeyki, şu an kızın hayalleriyle oynayacak kadar yalan konuşuyor...
yalnız bu şekilde anlatıyorum ama bu oğlan tam bir baş belası. lisedeykende bir kızla birlikte olmak için binadan atlamaya çalışmış, tam bir psikopat anlayacağınız.
neyse , konuya dönelim. kızı kendine o kadar bağlamışki bu, en son kıza resmen yalan söylediği halde, kızın gözleri bildiğin kapalı. oğlanın yalan söyleyeceği ihtimalini düşünmüyor bile. işte kimsenin bakmaz dediği bu oğlan bile bir kızın gözlerini kapayacak kadar uğraşmışsa, sizlerde az çene ve holivud filmleri romantik sahnelerine abanırsanız, sizlerde yapabilirsiniz. klişe olun, süpriz yapın, zaten kız histerikli bir şeyse, hemen kapılacaktır.
yine kahvaltılar hazırlayın, erkek ve kadın rollerini gerekirse değiştirin.
gerisi gelecektir.
ben sadece burada bir erkeğin bir kızı nasıl tavladığından bahsettim. malesef bu oğlan kadar bile çapkın biri değilim. sizlerde değilseniz, ama bu yola başvurduysanız, klişe romantizm kokulu filmlerle içli dışlı olun. günümüz ikili ilişkilerinin hepsi aynı, hatta söylenilen sözler bile film repliklerinden alıntı.
mesela '' dokunma bana aykut''
'' kalbimin sol yanı'' gibi saçma sapan tabirler. herkesin ağzında dilinde. işte bu şeyler çerez gibi gidiyor.