az çok tanıdığın insanlarla bir araya gelirsin. konuşmalarını dinlersin. dikkatini çekmeyen şeyler konuştuklarını fark edersin. yine de dinlersin. kafa dengi birilerini bulmak için uğraşırsın, sabır gösterir, susar, sesini duyacak ve sesini duyabileceğin birilerini ararsın.
ilk darbe hiç beklemediğin bir yerden gelir. tanıdığını zannettiğin insanın aslında çok karanlık biri olduğunu görür, ona bu sorunlardan bahseder, fikirlerini dinlersin, ancak o seni dinlemez hatta sana laf sokmaya başlar. ne kadar sabır gösterirsen göster egosunu şişirmekten başka şey düşünmez, o kadar zekice davranır ki başkalarını da senden uzaklaştırır. dışlanırsın, hatasızken.
yine de insanlara yaklaşır, kaçmazsın. ama sana sürekli aynı soruları sorduklarını, senin çabalarına karşı sana yakınlaşmak için çaba göstermediklerini fark eder, " kilo almışsın ", " sigarayı mı bıraktın ? ", " saçların beyazlamış " gibi cümleleri her gün duymaktan sıkılır, insanlardan sıkılır, kaçar, eve kapanır, kabuğuna çekilirsin.
bazen, insanlar sana yalnızca can sıkıntısı, depresyon, öfke sununca en doğrusu onlardan uzaklaşmaktır.