islamın bilime verdiği önem

entry18 galeri
    17.
  1. miktarı baya bir fazla olan önemdir.

    müslüman alimlerinin sayısı bilinmez ama skolastik avrupa kendi kendine çürürken bir devri müslüman alimler geliştirmiştir. endülüs diye bir gerçek vardır. hatta avrupa'daki gelişmeler endülüs'ten sonra zincirleme halinde süregelmiştir. müslüman alimlerin helenistik döneme ait latince'den arapça'ya çevrilen eserler ve bizzat alimlerin kendi eserlerinden yararlanarak skolastik düşünceyi yıkmışlardır. mesela osmanlı'ya bakarsak ilk dönemlerinde muntazam bilim çalışmaları yapılmıştır. değişik diyarlardan alimler pay-i tahta getirtilmiştir. kütüphaneler kurulmuştur. ali kuşçu, akşemseddin, katip çelebi, piri reis gibi bilim insanlarına sahip bir devlet olmuştur. genelleme yapılması yanlıştır kitleler hakkında. bazı müslümanlar insan taşlayıp kafa kesiyor diye her müslüman'dan bunu bekleyemeyiz.

    farabi'yi bilirsiniz. müthiş bir filozoftur. farabi felsefeyle dini ayırmamış. ikisinin birbirlerini tamamlayan olgular olduğunu söylemiş. ve aklı kuran-ı kerim'den önce getirmiş. yani kitabı önce akıl süzgecinden geçirip, sonra inanın demiş.
    gazali ise dogmatik şeyleri savunmuş, kuran-ı kerim'in akıl süzgecinden geçmesine gerek olmadığını söylemiştir. bunun kutsallığı bozacağına inanmıştır biraz. farabi'nin eserlerini eleştirmiş ve onun yolundan giden alimlerle atışmıştır.

    gelelim bu iki alimin osmanlı'yla ilişkisine. dediğim gibi osmanlı fatih sultan mehmet devrinde neredeyse dünya'nın en iyi teknolojisine sahipti. fakat osmanlı'nın duraklamasına ve yıkılışına baktığımızda bilime değer hiçbir şey olmayan, cahil, şeyhül islam'ın esaretinde hasta bir adam görüyoruz. bunun değişik sebepleri vardır. mesela benim için oldukça anlaşılır bir örnek var onu sizlere ileteyim.

    yavuz sultan selim'in mısır'ı fethetmesinden sonra islam için kutsal olan bir takım şeyleri istanbul'a getirdiği, bol bol altın bulduğundan falan bahsedilir. fakat istanbul'a mısır'dan sayısı 350'ye yakın profesör getirdiği pek bilinmez. bu profesörlerin hepsi gazalicidir. mısır'da adı hatırımda kalmamış bir üniversite vardır ve tüm profesörleri gazalicidir. bu üniversiteden profesörleri toplayıp istanbul'a getirmiş padişah. gelelim can alıcı noktaya. bu profesörleri osmanlı topraklarındaki medreselere dağıtmış. sonra osmanlı'nın islam'a bakış açısı ister istemez değişmiştir. bilime yaklaşımının da değişmesi kaçınılmazdır. zaten kanuni'den sonrası malum.

    osmanlı örneği vermemin sebebi 600 küsür sene islam'ın temsilcisi olmuş imparatorluk olmasıdır.

    sonuç olarak batı'nın rönesansı, reformu doğu ile batı arasında dengelerin değişmesine nedendir. atalarının alim olduğu bir toplum cahil de olabilir bunda şaşırılacak durum yoktur. gün gelir doğu dünyası batı'yı bilimde geçer. bu da olabilir. yani demek istediğim dünya boş bir ceviz tanesi gibi boşlukta yuvarlanana kadar bilimde doğu ve batı'nın rekabeti sessiz ve yavaştan da olsa sürecektir.
    0 ...