düğününüz var. oğlunuz/kızınız birileri evleniyor. oo ne mutlu, herkes sevinçli. tanıdık eş dost da yanınızda. ne güzel, ne hoş.
takı merasiminde kendi bütçelerine göre bir şeyler de taktı o tanıdıklar. gel zaman git zaman onların da yavrucuğu evleniyor. çağırıldınız. başka işiniz de olsa o davete gidilecek. yoksa ne der millet, takıdan kaçmak için gelmediler..derler mi? derler. her şey karşılıklı
en basitinden sözlükte bir şeyler yazıp çiziyoruz. nickaltı var açık oylama var. biri güzel bir şey dediğinde karşılığı verilmeli. zorunluluk hissediyoruz bunun için her şey karşılıklı
komşularımız iyi insanlar. anadolu kültürü var tabi ya. böyle kokulu bir şey pişirdiklerinde nefis var diye bi tabağa koyup bize de gönderirler. ee bu tabak boş mu gidecek?
o tabağa bir şeyler koyup göndermek için en afili yemekler yapılır. her şey karşılıklı
toprak da emek ister. çapalayacaksın, gübreleyeceksin. suyunu zamanında verip besleyeceksin. sen emeğini verince o da sana ürününü verir.
toprak bile farkında; her şey karşılıklı