teknoloji ne çabuk gelişti be sözlük. ben üniversite öğrencisiyken güç bela satın aldığım volkmen dün gibi aklımda. meğer o sıra internet almış başını gidiyormuş. canım volkmeni dinlemeye doyamadan tarih oldu anlayacağın. belki de bu yüzden internet dünyasındaki hiçbir akıma kapılamadım ben. ilgimi hiç çekmedi. yok feysmiş yok tivitmiş hiçbirine üye olmadım. sarmadı beni, hatta en çok öğrencilerim alay etti "hocam gençsiniz halbuki, şunu bunu onu nasıl bilmezsiniz?" diye. vatsapı nasıl bilmezsiniz, sıkaypı nasıl bilmezsiniz, adını bile şu an hatırlamadığım bir sürü şeyi nasıl bilmezsiniz... e bilmezsin yavrucum, bilmek istemezsen bal gibi de bilmezsin.
ama, bu gece dayanamadım. yalan yanlış bir adla bir feysbuk hesabı açtım. girdim o hesapla geçmiş yaşamımda kim varsa buldum inceledim. en başta da ailemi. hepsi teknolojiye bir uymuş bir uymuş ki anlatamam. zaten nerede böyle dandik medeniyet, uyduruk gelişme var hiç geri kalmazlar. baktım, fotoğraflarına baktım, birbirlerine yazdıklarına baktım. ulan benim sahiden ne kadar boktan bir ailem, bir geçmişim varmış öyle dedim. hem sevindim hem üzüldüm. sevindim çünkü bu şeyin içinde olmadığım kendimi çekip çıkardığım için gururlandım. üzüldüm çünkü boktan bile olsa onlar benim ailemdi ve hepsi kör topal, yalan yanlış birbirine bağlanmıştı. bir ben yoktum içlerinde. bir ben görebiliyordum resmin tamamını. sevemiyordum bu yüzden...
yani ne bileyim işte. ben kendimce hep en doğru en iyi şeyleri yaptım ama sonuçta bir fok balıkları çok yalnız bir de onlar kadar ben. düşün, öz hakiki bir ben olsa demek sanal dünyada bile yapayalnız kalacak...