bunu çok kolay çürütebilirsiniz. türkolojiye takmış, eski türk devletlerine fena halde hayran birisiyim. ama tarih konuşacaksak, sadece gerçekleri konuşmak lazım.
islam öncesi türk devletlerine bakın. göktürkler, türkten ziyade bir bozkır konfederasyonu olan hunlar, avrupa hunları ve daha sonradan bunların hakimiyet alanlarında kurulan diğer devletler... bunların hepsi göçebe, hiçbirisi çok uzun süre yaşayabilecek devletler değil, tek özellikleri de savaşçılıkları. buna istisna olarak gösterebileceğimiz bir örnek uygur devleti. onda da budizmin etkisi çok fazla. hazarlar ise yahudi ve türk tarihinde tüccarlığıyla bilinen bir toplum. onun haricinde kesinlikle bir küresel güç olmamış.
türklerin küresel güç olarak ortaya çıktığı dönem, osmanlı dönemidir. kültürel açıdan avrupayı etkilediği dönem de selçuklu ve osmanlı dönemleridir. avrupada rönesansın temellerinin atıldığı dönem de bu dönemdir. yani türklerin islamiyete geçişle birlikte gerilediğini söylemek, en basit ifadeyle tarih bilmemek, tarih okumamaktır. haa, bana kalırsa ben kapitalist batı medeniyetindense ilkel görülen kızılderililere daha fazla saygı ve hayranlık duyarım, aynı şekilde göçebe kültürüne de saygı duyarım ama tarihsel gelişime baktığınız zaman göçebe kültürünün yerleşik medeniyetin çok çok aşağısında olduğunu görmek lazım.
peki türkler ne zaman geriledi? neden geriledi? türkler hristiyan değil de müslüman olduğu için geride kalmadı. öyle olsaydı bugün çok güçlü bir sırbistandan, hırvatistandan, yunanistandan bahsedebilirdik. öyle mi peki? bu ülkeleri avusturya ile, isviçre ile bir kıyaslayın bakalım? demek ki keramet dinde değil. ama islamın yanlış yorumlanmaya başlaması, devletin islamı kendi tekeline alması gibi faktörlerin etkili olduğunu düşünüyorum.
son olarak şunu söylemek lazım ki, cehalet din, millet ayırt etmez. cahil insan her zaman geridir. düşünmeyen, sorgulamayan insan da her zaman cahildir. ister müslüman, ister ateist, ister hristiyan olsun.
