Evet efendim yine Sultanahmet sokaklarında memleketin ve islam aleminin geleceği hakkında deruni tefekkürlere dalmış vaziyette olduğum halde dindar dindar yürüyor, aynı zamanda etraftaki ecdat yadigarı camilere, kümbetlere, kervansaraylara göz gezdirip keşke Taksim'de de bir camimiz olsa diye dualar etmekten de geri durmuyordum. Neden sonra her halinden ateist olduğu belli bir CHP'li kız karşıma geçip memesini açıverdi...
Neyse arkadaşlar hicbiseyebosunaiclenmeyenadam'ı özleyen varsa bir nebze olsun hatırlatmak ve anısını yaşatmak için böyle bir giriş yaptım. Yani yukarıda anlatılan kişiler ve kurumlar tamamiyle hayal ürünü olup kızın memesi de On Numara bıngıl bıngıldır.
Şimdi bu kadar geyikten sonra gelelim asıl konumuza... Yani artık ne yazık ki hayatımızın bir parçası haline gelmiş yaz-kış, gece-gündüz demeden tepemize sıçan kuşlar konusuna. Bu kuşlar öyle yaratıklardır ki en güzel anlarımızı mahvetmekle kalmayıp hedendşoldırsla yıkayıp saç Kremi uygulandıktan sonra ılık suyla duruladığımız ve şekil vermek için yarım saat uğraştığımız saçlarımıza vıcırt diye sıçarak batırmakta, yaz coşkusunun ve heyecanının da içine etmekte bir beis görmemektedirler. başa çıkamadığımız için hayra yorup piyango bileti bile alır hale geldik artık nasıl psikolojik yıkımın içindeyiz siz düşünün á dostlar. Birkaç gün üst üste yediğim darbeler yüzünden (yediğim derken mecazi anlamda) Yaz günü şemsiyeyle gezer oldum.
Neyse oruç oruç midenizi bozmak istemediğim için asıl yaşadıklarımı anlatmadan bitirmek istiyorum. Az önce iftar için aldığım baklavaların üstüne... Neyse ya iğrençleştim afedersiniz. Ama olan bu.
Hasılı kelam bizi bir süper güç yapan AKP'nin bu soruna da el atmasını istiyorum (el atmak derken gerçek anlamda el atmak. Hazır o kadar boka bulaşmışken bu bokları da temizlesinler).
Entryme ve Eyüp turuma burada Son verirken hepinize hayırlı iftarlar diliyor yanaklarınızdan saygıyla mıncırıyorum.
