ışid ortaçağ yöntemiyle bile olsa bir devlet mantığına sahip örgüttür. baas yönetici kadrosuyla yakın teması kendilerinin yönetim tecrübesizliklerini kapatabiliyor. musul ve felluce gibi tamamen hakim olduğu bölgelerin halkları çoktan memleketlerine geri döndü bile. sünni arapların büyük çoğunluğunun desteğini almış durumdalar. abd yada iran müdahelesi bu işi daha kötü yokuşa sürebilir. mezhepsel sebeplerle gerginlik yaşayan halk için ışid tek alternatif durumuna gelir. ışid biterse bile başka bir selefi örgüt buraları tekrar ele geçirir.
yakın bir gelecekte bağdat ışid eline geçebilir. çünkü bağdat içinde ciddi bir sünni nüfus bulunuyor. bağdat'ı elindeki silahlarla ele geçirmeleri çok zor. bu yüzden doğu ve güneydeki bölgeleri büyük oranda ele geçirdiler. tikrit'ten orduyu temizleyince samarra ve çevresi ve bağdat'ın kuzeyi ışid kontrolüne geçicek. bağdat sonrası ortadoğu liderleri bu adamlarla oturup pazarlık yapmak durumunda, hatta tanımak zorunda kalabilir.
ebu bekir bağdadi ışid içerisinde tek yetkili kişi ve henüz 40-42 yaşında. doğru düzgün resmi bile yok ve nerede olduğu bilinmiyor. rakka'da kaldığı tahmin edilse bile yakın korumaları dışında kimseyle irtibata geçmiyor. kendisi suikaste uğramadığı sürece ışid dağılmaz.
not: bunları ışid'i övmek amacıyla değil ne kadar tehlikeli düşmanla karşı karşıya olduğumuzu açıklamak için söylüyorum.
