Ben enelikten vazgeçtim , en- el hak dedim,
beni O 'na kavuşturanlara selam ola . Ne
sağımda melek, ne solumda şeytan , hiçbirine
uymadım, dinlemedim , ben Hakkı istedim , O ' na
kavuşmaktı niyetim , bir baş istediler sundum ,
beni kavuşturanlara selam ola .
Ne dava, ne keramet , ne ululuk , ne şan ne
şöhret, ne ibrik , ne seccade , ne tespih , tek
istediğim Hakka kavuşmaktı , ben de tezahür
eden, benim ruhumda, bedenimde kendini
açığa vurana kavuşmaktı , bedenimin
perdelerini yırtmak , ruhumun perdelerini
kaldırmak, Hakka vuslattı, beni kavuşturanlara
selam ola .
O 'ndayken ayrı düşmüşlüğün haraplığını,
bedenin fakirliğinde, kendini açığa vuranın
genişliğinde, ruhumun perdelerini tek tek
parçalayarak, ten kafesinden ayrılmak , gönül
bülbülümün gülün kokusundan sarhoş olup
harap olan kanatlarını kırmak , kanatsız aşka
uçmak. Uçuranlara selam ola .
Artık ne kanada ihtiyacım var , ne de başa .
Benim aşkım kanatsız uçan kartal iken , ne gül
kalır ne de kokusu. O 'na kavuşmak için hiçbir
engel kalmaz iken , tek bildiğim O 'nun
ummanında bir damla olmak, tüm damlalara
selam ola .
Sureti geç , gönüle bak, gönüle giden dipsiz
kuyuya dalan gibidir. Karanlıktır ama sonu
aydınlıktır , ferahtır . Acılarla dolu yolculuğun
huzura kavuştuğu andır, inciye kavuşan için
nice hikmetler mevcuttur . Nice inciler vardır ,
O 'na götüren nice yollar ve karanlık kuyular.
Karanlık senin gözlerindedir . Gönül gözünün
karanlığının kuyuya yansımasıdır. Gönül bir kez
aydınlandı mı , en karanlık dipsiz kuyuya şems
olur. Kendi ışığını bir kez yakan bir daha ışığa
ihtiyaç duymaz. Yolunu kendi bulur. Her yol
mubahtır, her insanın yolu ayrıdır, her gönül
kuyusunda bulunan inci bulan kişiye aittir . Ona
özeldir . Ben hakkım demekle incimi buldum.
Ben hakkım demekle başı sundum. Ben hakkım
demekle hak oldum , hakka vuslat oldum . Vuslat
oldum, dünyadan geçtim , ışıdım geri döndüm .
Kırıldı gönlüm, harap oldu . Ne varsa ben de
var . Ne varsa kırık gönlümde var , O 'nu görmek
isteyen kırık gönlüme baksın , O kırık
gönüllerde var . Yol açanlara selam ola .
Hak aşığıyım gönlüm harap, gezerim ayaklarım
arşta , başım Hu 'da . Toza : gönlüm bülbül olur
ten kafesinde şakır , aşk aşk diye, bülbülümün
kanatları kırılmış şakır En- el Hak diye.
Dünyayı neyleyeyim, neyleyeyim cenneti,
neyleyeyim huriyi , asıl kaynağı isterim kana
kana içmek, o kaynakta damla olmak , akmak
delicesine. Sonsuzluğun en sonsuzluğu ,
zamansızlığın zamansızlığı , yüceler yücesi , şanı
büyük O , asıl kaynak nurların nuru , gerçek
kaynak , sana kavuşmaktır tek isteğim, senin
yansımandadır tüm gerçeğim, yansımanı
gördüm, gülün kokusunu aldım , çağrını
duydum, sen gönlüme fısıldadın, şah
damarımdan yakın olanım , ten kafesimde
kendini açığa vuranım, sen ki, sana
kavuşmaktır tüm arzum, niyetim, bir baş
istediler sundum, Hokkadır vuslatım .
Aşk aşk derim , erimek isterim, iki değil bir
olmaktır derdim, harap olmuş yüreğim , kırılmış
tüm kanatlarım, uçarım enginlere, gözlerim
ama, kulaklarım sağır , yolum sadece Aşkadır,
En- el haktır sözüm, başka söz bilmem, kelamım
nicedir, dert olur , alır başımı sunarım , vuslata
kavuşturanlara selam ola .
Aşk başkalaştırır, beni benden alır , aşka uçan
başkadır , değilse aşka uçmamıştır, aşka uçmak
için kanatları aramak zaman kaybıdır , kanatsız
uçmaktır, harap olan gönül bülbülü, ne eder
gülü. Aşk değil midir, yağmuru yağdıran , suyu
buluta, bulutu suya dönüştüren , aşkla toprağa
kavuşturan. Tüm tohumların içine zerk olan ,
kendini açığa vuran. Toprağın deli gibi
kaynaşması değil midir kavuşması askıların. Su
toprağa sevdalıdır , güneşin yakıcılığına
aldırmaz , aşkla dönüşüme aldırmaz , buharlaşıp
gökyüzüne çıksa da elbet bilir tekrar ineceği
zamanı, sabırla bekler, aşk başkalaştır insanı.
Eser rüzgar , çakar şimşek , ağlar bulut, su
kavuşur yine aşkına , aşkların kavuşmasına eşlik
eder tüm kainat . Erir biter görünmez olur da
sen bilirsin yine bakarsın buluta, işte damla
yine oradadır .