enteresan geri dönüşlerin yaşandığı oyun. beşiktaşın başındayım (normalde galatasaraylıyım ama fantezi olsun diye beşiktaşı çalıştırayım dedim) ve türkiye kupasında antalyaspor ile karşılaştım. 3-0 öne geçtiler, ikinci yarıda 3-1 yaptım ama hemen arkasından 4-1 oldu. sonra bizimkiler coştu, 4-3'e getirdiler durumu ve son dakikada bir golle beraberlik sağlandı.
hayır geri dönüşünde değilim, başka bir şey anlatıcam. biliyorsunuz maçtan sonra bir basın toplantısı oluyor. bir baktım soru mehmet özdilek hakkında. kendisi bizim takıma övgüler yağdırmış falan. ben de nezaketle cevap verdim haliyle ama düşünmeden edemedim, gerçek hayatta olsa böyle bir şey ne denir? "ulan resmen sattılar maçı beea, ilk yarı 3-0 öndeki takım ikinci yarı 4-4 berabere kalır mı kardeşim, satılmış işte maç amk" vs.
peki, özellikle ülke futbolundaki son bir kaç yıllık gelişmeler dikkate alındığında bu yorumlar çok mu haksız? bence hiç değil. şu vaziyette bu ligde şike dönmeyeceğini, olursa öyle bir şey şikecilerin (ister gs, ister fb, ister bjk ya da ts olsun) cezalandırılacağına kim inanır? öte yandan futbolumuzu yöneten adamı, yıldırım demiröreni yani, kim seviyor? kim ona güveniyor?
şimdi şu vaziyette bizim bu ligi seyrediyor olmamız mazoşistlik değildir de nedir arkadaş? kavga var, gürültü var, şike var, ırkçılık var, bir tek futbol yok. arada sırada bu lige gelen kaliteli topçular, teknik direktörler (alex, zico, lucescu vs gibi) hak etmedikleri şekilde gönderiliyorlar. çok nadiren hem ligde hem de avrupada iyi işler yapan takımlar kuruluyor (terimli galatasaray, luceli beşiktaş, zicolu fenerbahçe gibi) onlar da hemen akabinde dağıtılıyor. kulüplerin paraları çar çur ediliyor. gereksiz adamlara gereksiz paralar veriliyor falan. harbiden lan, niye izliyoruz ki biz bu ligi?
neyse yaa, manchester cityden teklif aldıydım, giderim ingiltereye bakarım rahatıma. oyunda bile rahat edemiyorum bizim ligde amk.
