hayattaki en ucuz lüksüm oldu. neden mi? mına koduğumun yeşilliklerini milli park yaptılar. girerken para alıyorlar ama Şimdilik değiyor. ya gelecekte?
aynı oyun oynanıyor hepimize. Önce bizi doğadan kopartıyorlar. öncelikle çevremizde yeşil alan, park, bahçe bırakmıyorlar. bununla da yetinmeyip köpeklere, kedilere de karışır oldu herkes.
şehirde hiç kuş sesi duyabiliyor musun?
sanki kuşlar yok artık. sanki hepsi gittiler. gittikçe uzaklaştık doğadan. etrafımızda yemyeşil ağacın dalında şarkılar söyleyen kuşları bitirdiler.
son zamanlarda ne oldu biliyor musun?
- yeşil alanlı evler satılmaya başladı.
geçtiğimiz günlerde bir antik kentte gittik. güzel bir yer var girecek oldum. adamlar sit alanı dedi. 2 tane güvenlik.
+ alamıyoruz sizi.
- Neden?
+ Sit alanı burası. giriş yok.
- sit alanı derken?
+ koruma alanı yani giremiyorsunuz.
- Kimden koruyorsunuz?
almadılar azizim. peki bu adam bu sit alanını insanlardan mı koruyor? Yoksa o güzel doğayı oraya hapsetmiş mi? biz neden giremiyoruz içeriye?
oysa bu millet şamanizm ritüellerine islama motiflemiş bir millet. arada esiyor hepimize herhalde bir yeşil sevgisi. kurşun dökmek, şeytanlar uzaklaşsın diye tahtaya vurmak. Aslında tahta değil o meşe ağacı, uzun ömürlü olduğu için insanlarımız onları gücüne inanırmış. kurşun dökmek? şeytandan uzaklaşmak için hem de. kurşun dökmekte bir şaman ritüeli aslında. değişik hayat ya.